İstanbul’da düzenlenen ve kamuoyunda ‘Yenidoğan Çetesi’ olarak bilinen soruşturma, Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen çalışmalar sonucunda devam ediyor. Bu soruşturma çerçevesinde gerçekleştirilen 2. dalga operasyonda toplamda 18 şüpheli yakalandı. Yakalanan şüpheliler arasında çete lideri Fırat Sarı’nın yanı sıra, 5 doktor, 5 sağlık çalışanı, 3 hemşire ve bir vatandaş yer aldı. Bu operasyon, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından 4 Aralık tarihinde gerçekleştirildi.
Yenidoğan Çetesi’ne yönelik yürütülen soruşturma tüm hızıyla sürerken, Cumhuriyet Savcısı Yavuz Engin’e yönelik, Mustafa Kemal Zengin adlı şüphelinin, savcıyı makamında tehdit ettiği ortaya çıkmıştı. Zengin’in tehdit içerikli ifadesinde, “Üslubumun yanlış anlaşılmasından dolayı Türk milletinden ve Türk devletinden özür diliyorum. Savcıma tehdit amaçlı gitmedim. Sadece öngörülerimi kendisi ile paylaştım” şeklindeki sözleri dikkat çekti.
Hazırlanan fezlekede, Mustafa Kemal Zengin’in Yavuz Engin’e yönelik tehdidi ve bu durumla ilgili yürütülen soruşturmanın yanı sıra, Çete’nin diğer üyeleri hakkında da çeşitli suçlamalar ve ceza talepleri yer aldı. Özellikle Doktor Dursun Eryılmaz hakkında ‘ihmali davranışla kasten öldürme’ suçundan 20 ile 25 yıl arasında hapis cezası isteniyor. Diğer 16 şüpheli içinse, değişen oranlarda hapis cezası talepleri bulunuyor.
Mustafa Kemal Zengin’in ifadesi, savcının makamında nasıl bir tehdit içerisine girdiğini ve bu sürecin nasıl geliştiğini detaylandırıyor. Zengin, kendisine sorulan “Cumhuriyet savcısı hakkında bu kadar bilgiye nasıl vakıf oldunuz?” sorusuna, “Ben sadece Yavuz Çelik’in bana söyledikleri kadar biliyorum. Diğer söylediklerim tamamen boş boğazlılıktandır. Bu olay biraz benim abartmamdan kaynaklanıyor. Başka ekleyeceğim bir şey yoktur” yanıtını verdi.
Bu bağlamda, Yavuz Engin’e yönelik tehdit içeren sözlerin yanı sıra, Yenidoğan Çetesi olarak tanımlanan suç örgütünün sağlık sektöründe yaptığı usulsüzlükler de gündeme geldi. İşlem yapılan sağlık çalışanlarının ve doktorların yasa dışı yöntemlerle çalıştıkları ve birçok suçu işledikleri iddia ediliyor. Hatta, operasyon sonucunda yakalanan 18 şüphelinin baskı ve örgütlü suçlar kapsamındaki etkileri ve rolleri de detaylı bir şekilde inceleniyor.
Tüm bu gelişmeler, Türkiye’de sağlık alanındaki kötüye kullanımlara karşı yürütülen mücadelenin önemini bir kez daha ortaya koyuyor. Soruşturma devam ederken, kamuoyunun bu konudaki hassasiyeti ve davanın sonuçları merakla bekleniyor.
