Yemen’de, Husilere ait el-Mesire televizyonuna göre, ABD savaş uçakları, Hudeyde kentine bağlı Es-Salif ilçesindeki Ras İsa Limanı’nı iki kez hedef aldı. Bu saldırılar sonucunda, 5’i sağlık görevlisi olmak üzere toplam 22 kişi hayatını kaybetti ve onlarca kişi yaralandı. Sivil savunma ve kurtarma ekipleri ise limanda çıkan yangını söndürmek ve yaralıları kurtarmak amacıyla çalışmalarını sürdürmeye devam ediyor.
Yemen’e Hava Saldırıları
Husilerin, 7 Mart tarihinde yaptıkları bir açıklamada, İsrail’e Gazze’ye yardımların girişine izin vermesi için 4 gün süre tanıdıkları, aksi takdirde İsrail’e karşı deniz operasyonlarını yeniden başlatacakları uyarısında bulunmuşlardı. Bu durum, bölgedeki gerilimi artıran önemli bir unsur olarak öne çıkıyor ve Husilerin kararlılığı, uluslararası kamuoyunun dikkatini çekiyor.
Ayrıca, ABD Başkanı Donald Trump, 15 Mart’ta Truth Social platformu üzerinden yaptığı paylaşımda, orduya Yemen’deki Husilere karşı “büyük bir saldırı” başlatma talimatı verdiğini açıklamıştı. Trump’ın bu açıklaması, Yemen’deki çatışmaların yeni bir aşamaya girebileceğini ve bölgedeki güvenlik durumunun daha da kötüleşebileceğini gösteriyor. Ayrıca, Husilerin lideri Abdulmelik el-Husi, ABD’ye ait uçak ve savaş gemilerinin Husilerin hedefi olacağını belirterek, saldırılarına devam etmeleri durumunda deniz seferlerindeki engellemelerin Washington’ı da kapsayacağını vurgulamıştı.
Bu gelişmeler, Yemen’deki iç savaş ve dış müdahale konusundaki endişeleri artırıyor. Yemen, yıllardır süren çatışmalar, insani krizler ve dış müdahalelerle başa çıkmaya çalışırken, bu tür saldırılar bölgedeki istikrarsızlığı daha da derinleştiriyor. Saldırıların ardından, uluslararası toplumun bu duruma karşı nasıl bir tutum alacağı ise merak konusu. Zira Yemen’deki insani durum her geçen gün kötüleşmekte ve sivil halkın çektiği acılar giderek artmaktadır.
Sonuç olarak, Yemen’deki son gelişmeler, sadece yerel değil, uluslararası düzeyde de yankı uyandıracak nitelikte. Hem Husiler hem de ABD’nin söylemleri ve eylemleri, bölgedeki çatışmaların nasıl evrileceğine dair önemli ipuçları sunmaktadır. Önümüzdeki süreçte, bu olayların sonuçlarının nasıl şekilleneceği ve uluslararası toplumun bu duruma nasıl tepki vereceği oldukça kritik bir öneme sahip olacaktır.
