Dizel skandalı, otomotiv endüstrisinde derin bir etki bırakmış ve bu krizin etkileri hala hissedilmektedir. Almanya’nın kuzeyinde yer alan Braunschweig Bölge Mahkemesi, Volkswagen’in eski yöneticisi Heinz-Jakob Neusser’i, dizel skandalındaki rolü nedeniyle suçlu bularak ona 1 yıl 3 ay hapis cezası vermiştir. Ancak mahkeme, bu cezanın uygulanmasını ertelemiştir. Neusser dışında, eski Volkswagen Dizel Motor Geliştirme Başkanı Jens Hadler ve eski Tahrik Teknolojisi Başkanı Hanno Jelden’e de 4,5 yıla varan hapis cezaları verilmiştir. Bunun yanı sıra, bir başka eski yöneticinin aldığı hapis cezasının hükmü ise geri bırakılmıştır.
Volkswagen’in eski yöneticileri, 2019 yılında Avrupa ve ABD’de satılmış, toplamda 9 milyon otomobilin emisyon yazılımının manipüle edilmesine yardımcı olmakla ya da bu duruma müdahale etmemekle suçlanmaktadır. Bu durum, mahkemenin sanıkların milyonlarca dizel motorun yıllarca manipüle edildiğinden haberdar olduklarının kanıtlandığı sonucuna ulaşmasına neden olmuştur. Sanıkların, mahkeme kararına itiraz etme hakkı bulunmaktadır.
Almanya tarihindeki en büyük ekonomik skandal olarak kabul edilen bu durumun kökenleri, ABD Çevre Koruma Ajansı’nın 2015 yılının Eylül ayında Volkswagen’in emisyon testlerini manipüle ettiğini açıklamasıyla başlamıştır. Bu açıklama, Volkswagen’in dizel araçlarının emisyon değerlerinin normal seviyenin 40 kat üzerinde olduğunu ortaya çıkarmıştır. Volkswagen Grubu, bünyesinde Volkswagen, Audi, Porsche, Bentley, Lamborghini, Seat, Skoda, Bugatti ve Scania gibi markaları bulundurmakta olup, uzun bir süre boyunca dizel emisyon skandalıyla gündemde kalmıştır. Bu süreçte, ABD makamlarına ödemek zorunda kaldığı yüksek cezalar ve milyonlarca aracını geri çağırma zorunluluğu ile karşı karşıya kalmıştır.
Dünya genelinde yaklaşık 11 milyon dizel motorlu aracın emisyon testlerinde manipülatif yazılım kullanıldığı kabul eden Volkswagen, “Dieselgate” isimli bu skandal nedeniyle derin bir krize sürüklenmiştir. Şirket, bundan dolayı sayısız dava ile de karşılaşmış ve sonuç olarak Almanya tarihinde unutulmaz bir ekonomik kriz açığa çıkmıştır. Öngörüler, “Dieselgate” krizinin Volkswagen’e toplamda 30 milyar avrodan fazla bir maliyet getirdiğini göstermektedir.
Bu skandal, otomotiv endüstrisine ve tüketici güvenine büyük bir darbe vurmuş; dünya genelindeki birçok otomobil üreticisini emisyon standartları ve çevresel sürdürülebilirlik konularında dikkatli olmaya zorlamıştır. Gelecekte benzer durumların yaşanmaması için, düzenleyici otoritelerin daha katı kurallar ve yaptırımlar uygulaması beklenmektedir. Ayrıca, bu tür skandalların önlenebilmesi adına otomotiv sektöründe şeffaflık ve hesap verebilirlik anlayışlarının güçlendirilmesi gerekmektedir.
