Olay, 26 Aralık 2024 tarihinde saat 17.30 sıralarında Van’ı Çaldıran ilçesinde bulunan bir aile apartmanında gerçekleşti. Merhum Fatma Çakırbeyli, iddialarına göre yaklaşık 10 dakika boyunca şiddet gördükten sonra, eşi Reşat Çakırbeyli tarafından boynundan bıçaklandı ve ölüme terk edildi. Cinayet esnasında çiftin iki çocuğunun alt katta bulunduğu öğrenildi. Olayın ardından polis, aile apartmanındaki güvenlik kameralarını incelemeye aldı ve zanlı Reşat Çakırbeyli yakalanarak tutuklandı, daha sonra cezaevine gönderildi.
“DELİ RAPORUM VAR, BANA BİR ŞEY OLMAZ”
Zanlının ifadesinde olay anını hatırlamadığını söylemesi dikkat çekti. Daha önce Fatma Çakırbeyli’yi “Deli raporum var, bana bir şey olmaz” diyerek birçok kez tehdit ettiği de iddialar arasında yer aldı. Bu durum, Reşat Çakırbeyli’nin tehditkar tutumunun daha önce de var olduğunu ortaya koyuyor.
ŞİDDETİ SADECE BABAANNESİNE ANLATTI
Fatma Çakırbeyli’nin cenazesi, Kuzey Irak’ta görevli olan kardeşi Hüseyin Şapcı tarafından Yukarıkaşıkara köyüne getirilerek 29 Aralık 2024’te köy mezarlığında defnedildi. Ailesi, Fatma Çakırbeyli’nin yazın köyü ziyaret ettiğinde babaannesine eşinden gördüğü tehdit ve şiddeti anlattığını, ancak çocukları için geri dönmek zorunda kaldığını belirtti.
AİLE VE YAKINLARI YASA BOĞULDU
Fatma Çakırbeyli’nin kardeşi Hüseyin Şapcı, mezar başında yaptığı açıklamada, “Ablam çok güler yüzlü, çevresine mutluluk saçan bir insandı. Bu korkunç olay hepimizi derinden etkiledi. Ablam, çocukları için şiddete rağmen ayrılmayı düşünmedi. Devletimizden failin en ağır şekilde cezalandırılmasını talep ediyoruz” dedi.
“YEĞENİM HİÇBİR SUÇU YOKKEN VAHŞİCE ÖLDÜRÜLDÜ”
Merhumun halası Ayşe Arslan, “Yeğenim hiçbir suçu yokken vahşice öldürüldü. İki yetim çocuk geride kaldı. Devletimizden adaletin yerini bulmasını istiyoruz” şeklinde duygularını ifade ederken, kuzeni Mihriban Akkaya da, “Ablam gençliğinin baharındaydı. Mekanı cennet olsun. Failin cezasını çekmesini istiyoruz” diyerek gözyaşlarına boğuldu.
KADIN AVUKATLAR DAVAYI ÜSTLENDİ
Fatma Çakırbeyli’nin davası, cesur dört kadın avukat tarafından gönüllü olarak üstlenildi. Bu durum, davanın mahkemede doğru bir şekilde takip edilmesini sağlama adına önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Olayla ilgili soruşturmanın devam ettiği, toplumda büyük bir infial uyandıran bu vahim durumun, kadın cinayetleri konusundaki farkındalığı artıracağı umuluyor.