Türkiye’nin İstanbul şehrinde gerçekleşen ve Ukrayna ile Rusya arasında düzenlenen görüşmelerde, savaşın sona erdirilmesine yönelik önemli adımlar atıldığı bildirildi. Yapılan yazılı açıklamada, esirlerin ve ölü askerlerin cesetlerinin değişimi konusunda iki ülke arasında anlaşmaya varıldığı hatırlatıldı.
Rusya’nın ağır hasta, ağır yaralı ve 2000 yılından sonra doğan esir askerlerin takası ile ilgili anlaşmalarını “bugünlerden itibaren” hayata geçireceği belirtildi. Ukrayna tarafı, Rusya’nın esir askerlerin takası için yapay engeller ve yanlış açıklamalar yapmaması gerektiğini ifade ederken, “Ukraynalı tutukluları iade etmemek ve kendi esirlerini Rusya’ya geri götürmemek” için çağrıda bulundu.
Açıklamadaki ifadeler arasında şunlar yer aldı:
‘GERÇEKLERLE ÖRTÜŞMÜYOR’
Ukrayna Savaş Esirlerine Muamele Koordinasyon Merkezi, İstanbul’daki müzakerelerde Rus heyeti başkanlığı yapan Vladimir Medinskiy’nin, sağlanan anlaşmalara uyması için Ukrayna’ya yaptığı çağrıyı değerlendirerek, bu durumun gerçeklikten uzak olduğunu vurguladı.
Ayrıca, açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Rus tarafının bugünkü açıklamaları, ne esir değişimi ne de cesetlerin iadesi konusunda gerçeklerle ve daha önce varılan anlaşmalarla örtüşmemektedir.” Bu ifade, iki taraf arasında gerçekleşen görüşmelerin ne kadar çalkantılı bir zeminde yürütüldüğünü gözler önüne seriyor.
Geçen hafta boyunca, iki tarafın yetkililerinin konu üzerinde yoğun bir şekilde çalıştığı belirtilmişken, gerekli listelerin Rus tarafına iletildiği ifade edildi. Ancak, Rusya’nın kararlaştırılan yaklaşım ile uyumlu olmayan listeler sunduğu vurgulandı. Ukrayna, bu konuda ilgili yorumlarını iletmiş olsa da, şu anda Rus tarafında bir sonraki adım beklenmektedir.
Açıklamalara göre, Rusya’ya yapıcı bir şekilde çalışma çağrısı yapıldı. “Cesetlerin geri gönderilmesi konusunda gerçekten bir anlaşmaya varıldı. Ancak tarih üzerinde anlaşmaya varılmadı.” denerek, mevcut durumun karmaşık doğasına bir işaret bulundu. Bunun yerine, varılan mutabakatın sürdürülmesi yerine Rusya’nın tek taraflı eylemlerde bulunduğu ifade edildi.
Özelikle Rus tarafının anlaşmalar konusunda ne kadar tutarsız hareket ettiği, bu süreçlerin çözümüne yönelik umudu zayıflatmaktadır. Müzakerelerin ilerleyişi sonrası, uluslararası kamuoyunun bu duruma nasıl bir tepki vereceği ise merak konusudur. Türkiye’nin arabulucu rolü üstlendiği bu görüşmelerde, ileride daha sağlıklı sonuçlar elde edilip edilemeyeceği henüz belirsizlik taşımaktadır. Bu gelişmeler, uluslararası ilişkilerdeki karmaşık dengeleri de bir kez daha gözler önüne seriyor.
