Uçurtmayı Vurmasınlar, 1989 yılında çekilen ve Türkiye’nin Oscar adayı olarak gösterilen önemli bir sinema eseridir. Bu film, birçok ödül kazanarak Türk sinemasının önemli yapıtları arasında yerini almıştır. Yönetmenliğini Yavuz Turgul’un üstlendiği bu film, 26. Antalya Altın Portakal Film Festivali‘nde en iyi film, en iyi senaryo, en iyi kadın oyuncu ve en iyi görüntü yönetmeni gibi prestijli ödüllerle taçlandırılmıştır.
Filmin başrollerini üstlenen Ozan Bilen ve Nur Sürer, yıllar sonra bir araya gelerek izleyicilere nostaljik bir an yaşattılar. Ozan Bilen, filmdeki Barış karakterini canlandırırken, Nur Sürer ise İnci rolüyle hafızalarda yer etmiştir. Bu iki sanatçı, film yayımlandıktan tam 35 yıl sonra, Türkiye Çocuklara Yeniden Özgürlük Vakfı (TCYOV) ve MUBI işbirliğiyle düzenlenen özel gösterimde bir araya gelerek poz verdiler. Bu buluşma büyük ilgi gördü ve sosyal medyada beğeni yağmuruna tutuldu.
Feride Çiçekoğlu’nun eserinden uyarlanan bu film, bir kadınlar hapishanesinde iki farklı yaşamı bir araya getirerek, beş yaşındaki Barış’ın annesiyle birlikte yaşadığı zorlukları ve siyasi tutuklu olan İnci ile kurduğu dostluğu anlatmaktadır. Film, yıllar sonra MUBI platformunda restore edilerek yeniden izleyicilerin beğenisine sunulmuştur. Bu süreçte izleyiciler, eski bir Türk filmine olan özlemlerini taze bir açıdan deneyimleme fırsatı bulmuşlardır.
Uçurtmayı Vurmasınlar’ın sergilediği derin temalar, sosyal adalet, özgürlük ve insan hakları gibi evrensel konular, filmi bugünkü izleyiciler için de anlamlı kılmakta ve daima güncel tutmaktadır. Bu özellikleri ile film, sadece bir dönem yapıtı olmanın ötesine geçerek, zamanla klasikleşmiş ve Türk sinemasının unutulmazları arasına girmiştir.
Özellikle kadınların yaşam mücadelelerini ve toplumsal baskılara karşı duruşlarını hikayenin merkezine yerleştiren yapım, izleyicilere güçlü bir mesaj verirken, aynı zamanda güçlü oyunculuk performanslarıyla da dikkat çekmektedir. Filmin izlenme oranlarının artması, yalnızca nostaljik bir eser olmasıyla değil, aynı zamanda güçlü hikayesiyle de ilgilidir.
35 yıl sonra, filmdeki karakterlerin hikayeleri etrafında bir araya gelen sanatçılar, bu buluşma ile izleyicilere geçmişin izlerini taze bir solukla sunarak, Türk sinema tarihine bir parantez açmışlardır. Filmin restorasyonu ve MUBI’de yayınlanması, izleyicilerin bu klasik eserden yeniden faydalanmasına olanak sağlamış, böylece Türk sinemasının değerlerine sahip çıkmalarına vesile olmuştur.