İsrail’in Filistin’e yönelik işgallerinin sona erdirilmesi ve kalıcı barışın sağlanması amacıyla gerçekleştirilen “Halk Barış Konferansı”, Batı Kudüs’te düzenlendi. Etkinlikte, 60 farklı İsrail sivil toplum kuruluşu, birçok birey ve aktivist bir araya gelerek İsrail hükümetinin mevcut politikalarını eleştirip, Gazze Şeridi’nde devam eden saldırıların durması ve işgalin sona ermesi talebinde bulundu. Katılımcılar, bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasını, kalıcı bir çözüm için şart olarak ifade ettiler.
Zirveyi düzenleyen “It’s Time (Zamanı geldi)” koalisyonunun aktivist liderlerinden Moaz Inon, 7 Ekim 2023’te ailesini kaybettiğini belirtirken, Gazze’de akan kanı durdurmak ve barışçıl bir gelecek için çaba göstermenin önemine değindi. Inon, uluslararası desteklerle büyüyen bir koalisyon kurduklarını belirterek, tarihsel bağlamda tüm çatışmaların sona erdiğini vurguladı. Özellikle Türkiye’nin bu barış çabalarına katkı verebileceğini ifade ederek, Türkiye’nin geçmişte önemli bir tarihsel rol üstlendiğini ve bugün de benzer bir rol oynaması gerektiğine işaret etti.
Inon, “Türkiye, İsrail ve Filistin arasında köprüler ve kapılar inşa etmek için elini uzatabilir” şeklinde bir çağrıda bulundu. Barışın sağlanabilmesi için uluslararası müdahalelerin elzem olduğuna vurgu yaparak, Türkiye’nin liderliğinin barış için bir adım olabileceğine inandığını dile getirdi.
‘İKİ DEVLETLİ ÇÖZÜM KAÇINILMAZ’
İsrail medyasında yer alan “+972 Magazine” editörü Meron Rapoport, Filistinlilerin ve İsraillilerin kendi kaderlerini tayin etme hakkı olduğunu belirterek, iki devletli çözüm dışında bir alternatif olmadığını savundu. Rapoport, ayrıca İsrail hükümetinin mevcut politikalarının, Filistinlileri etkisiz kılma amacına hizmet ettiğini ifade etti. Bu aşırı sağcı hükümetin, Filistin halkının bir kısmını fiziksel olarak sürgün etmeyi planladığının altını çizen Rapoport, bunun karşısında İsrail halkının barış isteği olduğunu vurguladı.
Rapoport, hükümetin Gazze’de uyguladığı eylemlerin, insanlığa karşı işlenen suçlar kapsamında değerlendirilebileceğini belirtti. Ayrıca, uluslararası toplumun bu tür durumlara karşı durması gerektiğini, ABD’nin ve Arap ülkelerinin müdahale edebileceğini belirtirken, özellikle Türkiye’nin rolünü vurguladı. Türk Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın barışa yönelik güçlü bir duruş sergilediğini ifade etti.
‘TÜRK HALKI YARDIMCI OLABİLİR’
Filistin’e yönelik sistematik ayrımcılıkla mücadelenin önemine dikkat çeken “Zazim” sivil toplum kuruluşunun lideri Raluca Ganea, bölge ülkelerinin iki devletli çözüm konusundaki katkılarının hayati önem taşıdığını belirtti. Türk halkının bu süreçte büyük bir destek sağlayabileceğini vurgulayan Ganea, barışın ancak karşılıklı dayanışma ile mümkün olabileceğini ifade etti.
Ganea, uluslararası barış çabalarının, İsrail’in işgalinin sona erdirilmesi ve bağımsız bir Filistin devletinin kurulması gerekliliğini ortaya koyduğunu da sözlerine ekledi. Filistin’deki mevcut durumu eleştirerek, Netanyahu hükümetinin istifa etmesi gerektiğini savundu ve bu değişimin barış için kritik öneme sahip olduğunu yineledi.