ABD Başkanı Donald Trump, Panama Kanalı ile ilgili olarak çarpıcı açıklamalarda bulundu. Andrews Ortak Üssü’nde gazetecilere konuşan Trump, “Panama Kanalı’nı ya geri alacağız ya da çok güçlü bir şey olacak.” dedi. Bu ne dönem için önemli bir konu olduğuna işaret etmektedir.
Trump, ABD Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun Panama’da bulunduğunu belirterek, Panama Kanalı’nın Çin’e verilmediğini fakat Çin tarafından kontrol edildiğini iddia etti. Başkan Trump, bu noktada, “Anlaşmayı ihlal ettiler. Biz Panama Kanalı’nı ya geri alacağız ya da bunun sonuçları olacak.” şeklinde bir cümle sarf etti. Böylece, Trump yönetiminin Panama Kanalı üzerindeki taleplerinin yeniden gündeme geldiğine dikkat çekmiştir.
Göreve başlamadan önce Trump, Panama Kanalı’nın geri alınması gerektiğini ifade etmiş ve bu konuyla ilgili olarak ilk konuşmasında da bu temayı tekrarlamıştı. “Çin, Panama Kanalı’nı işletiyor. Biz onu Çin’e değil, Panama’ya vermiştik ve geri alıyoruz.” diyerek, bu durumu net bir şekilde ifade etti.
Panama Devleti Başkanı Jose Raul Mulino ise Trump’ın bu açıklamalarına sert bir yanıt verdi. 20 Ocak’ta sosyal medya platformu X’te yayımladığı mesajda, “Panama Kanalı, Panama’nındır ve öyle kalacak.” şeklinde bir ifade kullanarak, ülkesinin egemenliğine olan bağlılığını dile getirmiştir. Bu durum, Trump’ın açıklamalarının tepkisel bir yanıtla karşılandığını göstermektedir.
Trump’ın, “Çin, Panama Kanalı’nı işletiyor” yönündeki iddialarının somut bir temelinin olmadığı ileri sürülse de, Çin’in Panama’daki büyük çaplı yatırımları bilinmektedir. Ayrıca, Panama’nın Tayvan ile diplomatik ilişkilerini kesmesi, bu durumun uluslararası politikası içindeki önemine vurgu yapmaktadır. Panamanın bu tutumu, Asya’daki güç dengesinin bir göstergesi olarak düşünülebilir.
Sonuç olarak, Donald Trump’un Panama Kanalı hakkında yapmış olduğu açıklamalar, yalnızca iki ülke arasındaki ilişkiler açısından değil, aynı zamanda uluslararası politika üzerindeki etkileri bakımından da dikkat çekicidir. Ortaya atılan iddialar ve bu iddialara verilen tepkiler, bölgesel istikrarı ve uluslararası ilişkileri doğrudan etkileyebilecek kadar önem taşımaktadır. Trump yönetiminin bu konudaki tutumunun nasıl bir gelişim göstereceği, ilerleyen günlerde daha net bir şekilde ortaya çıkacaktır.