Eski ABD Başkanı Donald Trump, Truth Social adlı sosyal medya platformunda yaptığı bir açıklamayla kağıt pipetleri hedef aldı. Trump, mevcut yönetim biçimi ve çevre politikaları ile ilgili eleştirilerini dile getirerek, “Sahtekar (eski Başkan) Joe’nun ‘Plastik pipete hayır, yalnızca kağıt!’ kararı artık öldü. Artık içeceğinizi, ağzınızda iğrenç şekilde eriyen kağıt pipet olmadan keyifle içebilirsiniz,” ifadelerini kullandı. Bu açıklama, çevre dostu ürünlerin teşvik edilmesiyle ilgili yapılan tartışmaların yeniden alevlenmesine sebep oldu.
YENİ İMZA YOLDA
Trump, ayrıca başka bir paylaşımında “Plastiğe geri dönüyoruz” diyerek Joe Biden’ın kağıt pipetler üzerine aldığı kararı geçersiz kılacak bir başkanlık kararnamesine imza atacağını belirtti. Bu durum, Trump’ın çevre politikaları ve malzeme seçimleri üzerine daha geniş bir kampanya yürütme amacına işaret ediyor.
Trump, ilk kez 20 Ocak 2017 tarihinde başkanlık koltuğuna oturduğunda, ABD’yi 2015 yılında kabul edilen Paris İklim Anlaşması’ndan çekmişti. Bu anlaşma, küresel ısınmayı kontrol altına almak amacıyla ülkelerin sera gazı emisyonlarını azaltmalarını hedeflemektedir. Joe Biden, Trump’ın başkanlık dönemi sona erdiğinde, 20 Ocak 2021’de göreve başladığında, ilk gününde yaptığı imzayla ABD’yi bu anlaşmaya yeniden taraf yapmıştı. Birleşmiş Milletler (BM) Sözcüsü Stephane Dujarric, 28 Ocak 2021’de Washington’un Paris İklim Anlaşması’ndan resmi olarak çekilme kararını ilettiğini açıklamıştı.
MUSK’TAN TAM DESTEK
Bu tartışmalar arasında Trump’ın en büyük destekçilerinden biri olan milyarder iş insanı Elon Musk, Trump’ın yeni kararını %100 desteklediğini söyledi. Musk, sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımlarında Trump’ı överek, “Trump’ın gelmiş geçmiş en iyi Başkan olduğunu” iddia etti. Musk’ın bu desteği, Trump’ın çevre politikaları ve genel yönetim anlayışının yeniden popülarize olmasına katkı sağlayabilir.
Sonuç olarak, Trump’ın yaptığı bu açıklamalar ve elindeki yeni başkanlık kararları, hem çevre politikaları hem de plastik kullanımının geleceği hakkında tartışmaları alevlendirmiştir. Çevre dostu ürünler ve sürdürülebilirlik politikaları ışığında, eski başkanın mevcut pratikleri hedef alması, ABD’deki politik iklimin ne denli karmaşık olduğunu bir kez daha gözler önüne sermektedir. Trump’ın bu tür eleştirileri, önümüzdeki dönemde politikalara yön verebilir ve kamuoyundaki tartışmaları daha da derinleştirebilir.