Axios haber sayfasında yer alan bilgilere göre, ABD eski Başkanı Donald Trump, bu sabah Beyaz Saray’ın durum odasında güvenlik ve dış politikadan sorumlu üst düzey yetkililerle bir araya geldi. Toplantıya katılan isimler arasında Başkan Yardımcısı JD Vance, Dışişleri Bakanı Marco Rubio, Savunma Bakanı Pete Hegseth, Ulusal Güvenlik Danışmanı Mike Waltz ve Trump’ın Orta Doğu’daki özel temsilcisi Steve Witkoff da bulunmaktaydı.
Toplantının ana gündem maddelerinden biri, Washington ile Tahran arasında 19 Nisan’da gerçekleştirilecek olan ikinci tur müzakerelerin hazırlıklarıydı. Bu müzakerelerin öncesinde, ABD’nin konumunu netleştirmek amacıyla gerçekleştirilen toplantıda çeşitli görüşler ortaya konuldu. JD Vance ve Steve Witkoff, müzakereler aracılığıyla İran ile bir nükleer anlaşma sağlanabileceği fikrini savunurken; Marco Rubio ve Mike Waltz gibi bazı katılımcılar ise bu sürece şüpheyle yaklaştıklarını ifade ettiler.
Beyaz Saray Basın Ofisi, toplantıyla ilgili herhangi bir yorum yapmaktan kaçındıklarını belirtti. Ancak, önemli uluslararası meselelerin değerlendirildiği bu tür toplantıların ardındaki dinamikleri anlamak, kamuoyunun ve uzmanların dikkatini çekmekte. İran ile ABD arasındaki ilişkiler, uzun bir süredir karmaşık bir seyir izlemiş ve müzakereler de genellikle taraflar arasında sıkıntılı geçmiştir.
Öte yandan, ABD ile İran arasında nükleer anlaşmanın sağlanması amacıyla yapılan müzakerelerin tarihi, 8 yıl aradan sonra 12 Nisan’da Oman’da gerçekleşen ilk turla başlamıştı. Bu görüşmede, İran delegasyonuna Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi başkanlık ederken, ABD heyetinin başındaki isim ise Steve Witkoff olmuştu. İlk tur müzakerelerin ardından, ikinci turun 19 Nisan’da yapılması planlanmakta. Bu süreç, her iki taraf içinde kritik öneme sahip olmakta ve uluslararası güvenlik açısından da önemli sonuçlar doğurabilecektir.
Süreç, hem bölgesel dinamikleri hem de uluslararası ilişkilerdeki dengeleri önemli ölçüde etkileyecek bir nitelik taşıyor. Öte yandan, Trump yönetiminin bu konudaki yaklaşımı, görüşmelerin seyrini belirleyecek kararların alınmasında önemli rol oynamaktadır. Gelişmelerin uluslararası kamuoyu tarafından izlenmesi ve yorumlanması, taraflar arası ilişkilerin geleceği için belirleyici olabilecektir.