“Walla” haber sitesindeki Ben Caspit imzalı yazıda, Donald Trump’ın Suudi Arabistan, Katar ve Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ziyaretleri ile “İsrail’in Orta Doğu’daki şölenin dışında bırakıldığı” ifade edilmiştir. Caspit, Washington’a giden yolun, geleneksel olarak İsrail’le iyi ilişkiler tesis etmekten geçtiğini hatırlatırken, bu anlayışın artık değişmekte olduğunu belirtmiştir. Caspit, “Washington’a giden yol artık Riyad, Doha, Abu Dabi ve Ankara’dan geçiyor… Cehenneme giden yol ise İsrail’den geçiyor” şeklinde bir değerlendirmede bulundu. Ayrıca, İsrail liderlerinin, şimdiye kadar ABD’yle olan “tarihi ve stratejik ittifakın” korunmasına yönelik farkındalık içinde olduklarını ifade eden Caspit, Benjamin Netanyahu ile durumun artık değiştiğinin altını çizmiştir. Caspit, ABD’nin Suudi Arabistan’a hayalet uçaklar, Türkiye’ye ise orta menzilli füze bataryaları tedarik edeceğini, bu durumun İsrail’i dışarıda bırakacağını vurgulamıştır. “Dışarıdayız, duvara bakıyoruz” ifadeleriyle bu duruma eleştirel bir bakış açı sunmuştur.
Gözde müttefiklik
“Haaretz” gazetesinde yayımlanan yazıda ise, ABD Başkanı Trump’ın Orta Doğu ziyaretinin, İsrail’in bölgede “en gözde” müttefik olmadığı anlamına geldiği ve Netanyahu’ya “kovuldun” mesajı verdiği belirtilmiştir. Yazıda, İsrail’in “adalet ve seçimlerden kaçmak isteyen” bir başbakan (Netanyahu) tarafından yönetildiği, aşırı sağın himayesinde “kanlı bir çamurun içinde debelenmeye” devam edeceği vurgulanmaktadır. Yazar, Trump’ın bölgede yeni favori müttefikler edinmesinin, güvenlik ve teknolojik üstünlük sağlaması sonucunda, ilerleyen zamanlarda Tel Aviv’in bölgedeki statüsünü sarsacağına dikkat çekmiştir.
“Jerusalem Post”taki görüş yazısında da, Trump’ın ilk başkanlık döneminin aksine, Netanyahu’nun bugün “müttefiki, dostu ve oyuncağı” olmaktan çok uzak olduğu belirtilmektedir. Yazıda, ABD’nin Türkiye’ye F-35’lerin satışını onaylama yolunda olması, İsrail’in ABD ile olan “stratejik beraberliğini bozan” önemli bir gelişme olarak değerlendirilmiştir. Bu durum, aynı zamanda Netanyahu hükümetinin uluslararası alandaki konumunun zayıfladığını da göstermektedir.
Bütün bu gelişmeler, Orta Doğu’da güç dinamiklerinin yeniden şekillendiğine ve İsrail’in uzun yıllardır süregelen müttefiklik anlayışının sorgulanır hale geldiğine işaret etmektedir. Trump yönetiminin mevcut politikaları, sadece bireysel ülkeler bazında değil, aynı zamanda bölgesel ölçekle de önemli değişikliklere yol açmakta, bu durum ise İsrail’in strateji ve dış politikası üzerinde derin izler bırakmaktadır. Aşırı sağın etkisindeki Netanyahu hükümeti, bunun sonucunda daha büyük bir belirsizlik içinde kalabilir.