Trump yönetiminin Ukrayna’da bir ateşkes anlaşmasına varma çabaları, yoğun diplomatik girişimlere rağmen büyük ölçüde durmuş durumda. Beyaz Saray’a dönüşünden bu yana, Donald Trump, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile en az iki uzun telefon görüşmesi yaptı ve elçisi Steve Witkoff’u, sonuncusu Cuma günü olmak üzere, şahsen görüşmesi için Moskova’ya birkaç kez gönderdi.
CNN’in yorumuyla, “Kremlin gözlemcilerinin çoğunun beklediği üzere, bu görüşmelerin hiçbiri bir anlaşmayla sonuçlanmadı. Witkoff yalnızca eli boş dönmekle kalmadı, aynı zamanda Kremlin’in birçok temel söylemini de tekrarladı.” Bu bağlamda, CNN’e konuşan konuya yakın yetkililere göre, ABD’nin son önerisi, Rusya’nın Kırım üzerindeki kontrolünü tanımayı içeriyor ki bu, Ukrayna ve Avrupa’daki müttefikleri için uzun süredir aşılmaması gereken bir kırmızı çizgi olarak değerlendirilmektedir.
İSTİHBARAT UZMANI: NİYETİ YOK
Eski Ulusal İstihbarat Konseyi’nde Rusya ve Avrasya konusunda kıdemli dış politika uzmanı Angela Stent, CNN’e şöyle konuştu: “Şunu söyleyebilirim ki, müzakereler Putin’in bakış açısından çok iyi gidiyor. Savaşı durdurmak gibi bir niyeti yok. Ancak istediği şey, ve şu anda elde ettiği şey, ABD-Rusya diplomatik ilişkilerinin yeniden kurulması.” Bu açıklama, Putin’in müzakereleri kendi lehine kullanma stratejisini bir kez daha gözler önüne sermektedir.
11 Nisan’da Putin, Trump’ın elçisi Steve Witkoff ile St. Petersburg’da görüştü. AP
Londra ve Washington merkezli düşünce kuruluşu New Eurasian Strategies Centre’ın dış politika başkanı John Lough ise CNN’e şöyle dedi: “Putin zamana oynuyor çünkü zamanın kendi lehine çalıştığına inanıyor. Ukrayna’yı daha kötü bir duruma sokabileceğini ve Washington’un da yardımıyla Kiev ve Avrupalı müttefiklerini Rusya’nın şartlarını kabul etmeye ikna edebileceğini düşünüyor.”
Bu uzman, geçmişte Suriye’de ateşkes müzakerelerinde de olduğu gibi, her ayrıntıyı didiklemek, müzakereleri oyalamak veya doğrudan “hayır” demeden reddetmek gibi taktiklerin sıkça kullanıldığını vurguladı. Trump yönetiminin bu durumu öngörememesi, ya bu tür davranışları bekleyecek uzmanlığa sahip olmamasından ya da kasıtlı olarak oyuna gelmesinden kaynaklanıyor olabilir.
Angela Stent’e göre, Trump’ın yeniden başkanlığa dönüşünden bu yana yaptığı açıklamalar, dünyanın birkaç büyük güçten oluştuğuna ve küçük ülkelerin bunlara boyun eğmesi gerektiğine dair Putin’e benzer bir dünya görüşüne sahip olduğunu gösteriyor: “Trump, Çin ve ABD arasında büyük güç rekabetinden bahsediyor; Kanada, Grönland ve Panama’yı ele geçirebileceğini söylüyor. Putin’in bakış açısına göre bunlar sorun değil. Zaten Trump’ı bu konularda eleştirdiğini de görmedik.”
PUTİN’İN ‘MANİPÜLASYON SANATI’
John Lough, Putin’in KGB’deki eğitiminin, müzakerelere yaklaşımını şekillendirdiğini belirtti: “Putin, KGB’deki işini ‘insanlarla çalışmak’ olarak tanımladı.