Mithat Yurdakul – Son dönemde, reklam ve indirim uygulamalarına dikkat çekmek amacıyla harekete geçen Kurul, tekstil sektöründeki büyük şirketlere ceza uygulamaya başladı. Dev markalar, indirim oranlarının standart olarak gösterildiği reklamları ve düşük stoklu tanıtımları nedeniyle incelemeye alındı. Genel olarak bu kararlar kapsamında toplamda 8 firma için 4.8 milyon TL’lik bir ceza kesildi.
Yapılan incelemelerde, ülke genelinde gerçekleştirilen reklam kampanyalarıyla duyurulan indirimli ürünlerin stok miktarının oldukça az olduğu tespit edildi. Tüketicilere sanki bu indirimli ürünlerin talep eden herkese yeteceği yönünde bir algı oluşturulmaya çalışıldığı ancak bazı ürünlerin stoklarının yalnızca 11 adet gibi çok düşük miktarlarda olduğu ortaya çıktı. Kurul’un kararında, bu ürünlerin stok miktarlarının 11 ile 492 arasında değiştiği ve internet üzerinden yapılan satışların ülke genelini kapsaması sebebiyle stok sınırı bulunmadığı düşüncesinin kabul edilemeyeceği ifade edildi.
‘Gerçek’ değil
Kurul, gerçekleştirdiği tespitlerde indirim reklamlarında sıklıkla karşılaşılan “%80’e varan indirim” gibi ifadelerin yanı sıra, “…e varan, …den itibaren, …e kadar” gibi cümlelerin de okuyucular tarafından yeterince algılanamadığını belirtti. Bu durum, üst limit olarak belirlenen indirim oranlarının bazen standart bir indirim olarak anlaşılmasına neden olabiliyor. Ayrıca yapılan reklamlarda yer alan “bir mal veya hizmetin indirimden önceki satış fiyatının tespitinde indirimin uygulandığı tarihten önceki 30 gün içinde uygulanan en düşük fiyat esas alınır” ve “ne kadar indirim uygulanacağı hususlarında anlam karışıklığına yol açarak tüketicileri yanıltabilecek veya gerçekte olduğundan daha fazla indirim uygulanıyormuş izlenimi oluşturacak ifade veya görüntülere yer verilemez” gibi hükümlere de aykırı hareket edildiği tespit edildi.
Özellikle, indirimli olduğu belirtilen ürünlerin son 30 günlük fiyat periyodu ile karşılaştırıldığında aslında indirim uygulanmadığı ortaya konuldu. Bu tür reklamların yapısında bulunan belirsizlik ve yanıltıcı ifadeler, tüketicilerin gerçek indirimler hakkında yanıltılmasına yol açtı. Kurul, tüm bu sebeplerle tekstil sektöründeki firmaların davranışlarını denetlemeye devam edeceğini ve benzer durumların tekrarlanmaması için daha dikkatli olmaları gerektiğini vurguladı. Bu uygulama, sadece tekstil sektörü değil, tüm piyasalarda adil ve şeffaf rekabet ortamının sağlanması amacı taşımaktadır.
Sonuç olarak, indirim oranlarını aşırı derecede abartan ve gerçek stok durumunu gizleyen firmalara yönelik yapılan bu cezalandırmalar, tüketici haklarının korunması ve güvenli bir alışveriş ortamının sağlanması açısından büyük bir adım olarak değerlendiriliyor. Tüketiciler, yalnızca gerçekleştirdikleri alışverişlerin değil, aynı zamanda indirim kampanyalarının da daha gerçekçi ve şeffaf bir biçimde sunulmasını bekliyor. Bu süreçte Kurul’un alacağı önlemler ve denetimlerin artması, gelecekte benzer sorunların önüne geçilmesine yardımcı olabilir.
