Günümüzde, modern tıbbın sağladığı tüm olanaklara rağmen, birçok birey için hastalıklar hala büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Farkında olunmadan yaşanan bazı hastalıklar, sadece bireylerin yaşam kalitesini düşürmekle kalmaz, aynı zamanda geri dönüşümsüz komplikasyonlar, organ kayıpları ve hatta ölümle sonuçlanabilir. Bu bağlamda, İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Mesut Şahin, tanısı konulmamış hastalıklarla ilgili önemli uyarılarda bulunmuştur.
“VÜCUT SİNYALLER GÖNDERİR”
Dr. Şahin, yorgunluk, halsizlik, kilo kaybı veya ani kilo artışı ve baş dönmesi gibi sıkça göz ardı edilen belirtilerin, aslında bazı hastalıkların habercisi olabileceğine dikkat çekmektedir. Özellikle diyabet, hipertansiyon, karaciğer yağlanması ve tiroit bozuklukları gibi birçok kronik hastalığın başlangıçta belirgin semptomlar göstermediğini vurgulayan Dr. Şahin, “Tanısı geciken bu hastalıklar, organ hasarına yol açabilir” demektedir.
“HİPERTANSİYON HASTALARININ YARISI HASTALIĞINDAN HABERDAR DEĞİL”
Uzm. Dr. Şahin, tanısı konulmamış hastalıkların toplumsal sağlık açısından ciddi bir tehdit oluşturduğuna dair istatistikler sunmaktadır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre, tip 2 diyabet hastalarının yaklaşık %40’ı hastalarından habersiz bir yaşam sürdürmektedir. Diyabetin başlangıç dönemindeki belirgin semptom eksikliği, bu durumun temel nedenlerinden biridir. Tanı geciktiğinde, ciddi komplikasyonlar meydana gelebilmektedir. Benzer şekilde, hipertansiyon vakalarının yaklaşık %50’si tanı almadan ilerlemekte, bireyler genellikle başka sağlık sorunları nedeniyle doktora başvurduklarında tanı almaktadır. Bu sessiz hastalık, damarlarda hasar oluşturarak inme ve kalp krizi gibi ölümcül sonuçlara neden olabilmektedir. Tanısı konmamış hastalıklar sadece bireysel sağlık için bir tehdit değil, aynı zamanda sağlık sistemleri üzerinde önemli ekonomik bir yük oluşturmaktadır.
TANIYI GECİKTİREN BAŞLICA NEDENLER
Dr. Şahin, tanı gecikmesinin başlıca nedenlerini sıralarken, “Hastalıkların belirgin semptomlar göstermemesi ve belirtilerin sıkça geçici sorunlarla ilişkilendirilmesi en yaygın nedenleridir” demektedir. Genç erişkinlerde görülen düşük risk algısı, bireylerin sağlıklarını gereksiz yere savsamasıyla sonuçlanmakta ve sağlıklı hissedilen bireyler, sağlık kontrolü yaptırmayı ihmal edebilmektedir. Ayrıca, modern yaşam tarzı sebebiyle sağlık kontrollerinin ertelenmesi de büyük bir sorun olarak karşımıza çıkmaktadır. İş ve sosyal hayatın yoğun temposunda düzenli sağlık kontrolleri ihmal edilmekte ve hastalıklar genellikle sadece ileri evrelerde fark edilmekte, bu da ciddi sonuçlar doğurmaktadır.
“RUTİN KONTROLLER İHMAL EDİLMEMELİ”
Uzm. Dr. Şahin, toplumda ‘bir şeyim yoksa doktora gitmem’ anlayışının yaygın olduğuna dikkat çekerek, “Sağlıklı bireylerin yılda en az bir kez genel check-up yaptırmaları, olası hastalıkların erken tespiti açısından büyük öneme sahiptir. Basit bir kan testi veya görüntüleme ile hayat kurtaracak sonuçlara ulaşmak mümkündür” şeklinde konuşmuştur.
