Mehmet Şimşek, 2023 yılı Ekim ayında Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Suudi Arabistan tarafından düzenlenen Gelişmekte Olan Piyasa Ekonomileri Konferansı’nda önemli açıklamalarda bulundu. Konferans, El Ula şehrinde gerçekleşti ve gelişmekte olan piyasalarda enflasyon, mali disiplin ve ekonomik istikrar konuları ele alındı.
Konuşmasında, Şimşek, enflasyonla mücadele ve mali disiplin konularına öncelik verdiklerini belirtti. Enflasyonun halen yüksek olduğunu kabul ederken, düşüş gösterdiğine dikkat çekti. Bunun yanında, hizmet fiyatlarının yapışkan seyrettiğini ve özellikle kira ile eğitimde geriye dönük endekslemenin sıkça yaşandığını vurguladı. Gıda fiyatlarındaki dalgalanmaların ise ekonomide zorluklar yarattığını ifade eden Şimşek, enflasyon beklentilerinin hanehalkları ve şirketler arasında daha yavaş bir şekilde iyileştiğini dile getirdi.
Politikaların Önemi
Şimşek, “Hiçbir şey iyi politikaların yerini tutamaz. Mühim olan sağlam politikalar ve bu politikaların iyi uygulanmasıdır.” şeklinde bir vurguda bulundu. Bu yıl, sıkı para politikası ile daha sıkı mali politika birleşimi ile destekleyici gelir politikalarını bir arada sürdüreceklerini açıkladı. Ayrıca, enflasyondaki düşüş sürecinin devam edeceğini ve bu durumun beklentileri daha olumlu hale getireceğini öngördü.
Bütçe disiplini konusuna da değinen Şimşek, Türkiye’nin son iki yılda deprem ve yeniden inşa için 74 milyar dolarlık harcama yaptığını hatırlattı. Bu harcamanın gayrisafi yurt içi hasılanın (GSYH) %6’sının üzerinde olduğunu belirten Şimşek, harcamaların yalnızca konutları değil, tüm altyapı projelerini kapsadığını anlattı. Geçen yıl bütçe açığının GSYH’ye oranının %5 civarında yüksek seviyelerde seyrettiğini hatırlatan Şimşek, bu yıl için bütçe açığını %3’e düşürmeyi hedeflediklerini sözlerine ekledi.
Bütçe Disiplini ve Enflasyon İlişkisi
Şimşek, bütçe disiplininin önemine dikkat çekerek, bunun yalnızca borç sürdürülebilirliği ile ilgili olmadığını, aynı zamanda enflasyonu düşürme ve fiyat istikrarı sağlama konularında Merkez Bankası’na yardım etme amacı taşıdığını dile getirdi. Ayrıca, küresel geliştirmeler açısından güçlü dolar ve yüksek uzun vadeli ABD hazine tahvili getirilerinin olumsuz etkilerine de değinerek, Türkiye’nin bu olumsuz eğilimlerden etkilenebileceğini belirtti.
Şimşek, Türkiye’nin bu dönemde güçlü dolara ve yüksek ABD tahvil getirisine karşı daha dayanıklı olduğunu, son dönemde uluslararası yatırımcıların Türkiye’ye ilgisinin arttığını ancak yabancı yatırım payının hala düşük olduğunu aktardı. Türkiye’nin geçen yıl cari açığı GSYH’nin %0,7’sine düşürmeyi başardığını, ancak bu yıl biraz daha genişlemenin yönetilebilir olacağını kaydetti.
Yerli Pazar ve Yabancı Yatırımlar
Şimşek, son 18 ayda Merkez Bankası’nın net rezervlerinin yaklaşık 125-130 milyar dolar seviyesinde iyileştiğini belirtti. Yatırım iklimini iyileştirerek döviz cinsinden borç ödemelerini düşürme adına bir çerçeve çizdi. “Anlamlı doğrudan yabancı yatırımları tekrar çekmeye başlamayı umuyoruz çünkü bunlar borç üretmeyen girişler.” diyerek yerli pazarın büyüklüğüne vurgu yaptı.
Yürütülecek borç yönetim stratejileri hakkında bilgi veren Şimşek, Türkiye’nin iç tahvil piyasasını geliştireceklerini, lira cinsinden daha az değişken faizli borç almayı ve vadelerini uzat
