Sakarya Gazeteciler Cemiyeti Başkan Yardımcısı Hasan Coşkun, Sapanca Gölü’nde gerçekleştirdiği fotoğraf ve video çekimleri ile yıllardır unutulmaya yüz tutmuş bir hava kazasının izlerini yeniden gün yüzüne çıkardı. Yapılan araştırmalara göre, tarihsel kayıtlarda Sapanca Gölü‘ne bugüne kadar toplamda 4 uçak ve 1 helikopterin düştüğü bilgisi yer almaktadır. Bu kazaların, hafızalardan kolayca silinmeyecek derin izler bıraktığını vurgulayan Coşkun, konunun önemine dikkat çekti.
Coşkun, bu kazalara ait enkazlardan yalnızca 1972 yılında düşen bir foto keşif uçağının yerinin tespit edilip görüntülendiğini ifade etti. Özellikle bu uçağın kanat kısmının göldeki derinliklerde belirgin bir şekilde görüldüğünü, ayrıca yaklaşık 50 metre mesafedeki gövde kısmının yoğun bir midye tabakası ile kaplandığını belirtti. Sahilden yaklaşık 200 metre açıkta ve 8 metre derinlikteki bu uçak parçalarının 53 yıl geçmesine rağmen korozyondan oldukça az etkilendiğini söyleyen Coşkun, derin izler ve acılar bırakan diğer kazaların enkazlarının da Sapanca Gölü’nün sessiz tanıkları olarak keşfedilmeyi beklediğini dile getirdi.
Tarihsel veriler ışığında, Sapanca Gölü‘ndeki ilk kaza 9 Eylül 1942 tarihinde meydana geldi. Bu kazada eğitim uçuşu sırasında düşen uçakta bulunan 3 askeri personel şehit oldu; bu olay gölde yaşanan kazaların ilki olarak kayıtlara geçti. İki ay sonra, 7 Aralık 1942’de bir diğer askeri eğitim uçağının düşmesi sonucu yine 3 personel yaşamını yitirdi.
Bir başka trajik kaza ise 10 Ekim 1944 tarihinde gerçekleşti. Bu kazada da 2 askeri personel şehit oldu. Aradan geçen 28 yılın ardından, 1 Ağustos 1972 tarihinde Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait RF-84F Thunderflash tipi foto keşif uçağının düşmesi sonucu bir askeri personel şehit oldu.
Son olarak Sapanca Gölü, 4 Ekim 2022 tarihinde Cengiz Topel Havaalanı’ndan kalkan bir askeri helikopterin düşmesiyle yeniden gündeme geldi. Bu kazada 4 askeri personelden 2’si yaralı olarak kurtulurken, iki personel şehit oldu. Bu tür kaza ve olayların, bölge halkı ve Türkiye için unutulmaz acılar ve hatıralar bıraktığı gerçeği, Coşkun’un yaptığı açıklamalarla bir kez daha gündeme gelmiş oldu. Kazaların izlerinin yüzyıllar boyunca devam edeceği, özel bir dikkate alınması gereken bir konu olduğunu söylemek mümkündür.
