Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov, başkent Moskova’da gerçekleştirilen bir basın toplantısında güncel siyasi durumu değerlendirdi. Peskov, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile ABD Başkanı Donald Trump arasındaki telefon görüşmesinin detaylarını aktararak, görüşmenin önemli bir konusunun Ukrayna‘nın 1 Haziran’da Bryansk ve Kursk bölgelerine yönelik düzenlediği saldırılar olduğunu belirtti.
Peskov, Trump’ın saldırılarla ilgili bilgi sahibi olmadığını ifade ettiğini vurgulayarak, “Uluslararası değerlendirme açısından, elbette en azından bu terör eyleminin güçlü bir şekilde kınandığını duymayı tercih ederdik” açıklamasında bulundu. Bu durum, iki ülke arasındaki ilişkilerin ne kadar gerilimli olabileceğini bir kez daha gözler önüne sermektedir.
“YANITI, ORDUMUZ NASIL VE NE ZAMAN UYGUN GÖRÜRSE VERECEĞİZ”
Peskov, iki liderin, imzalayabilecekleri bir görüşme gerçekleştirme konusunda anlaşamadıklarını belirtti. “Toplantının düzgün bir şekilde hazırlanması ve bu hazırlığın önemli sonuçlarına ulaşması gerekiyor ki bu sonuçlar en üst düzeyde ele alınabilsin. Genel olarak bakıldığında, elbette ki görüşme yapıcıydı, gerekliydi. Başkanlar gerçekten de birçok temel ve önemli konuyu ele aldılar” ifadelerini kullandı. Politika analistleri, bu tür diyalogların iki ülke arasındaki dostluk ilişkilerini güçlendirme potansiyeline sahip olabileceğine dikkat çekiyorlar.
Rusya’nın, Ukrayna tarafından gerçekleştirilen Rus askeri hava üslerine yönelik saldırılara cevap verip vermeyeceğine dair yöneltilen soruya da yanıt veren Peskov, “Yanıtı, ordumuz nasıl ve ne zaman uygun görürse vereceğiz” şeklinde bir açıklama yaptı. Bu ifade, Rusya’nın olası bir askeri müdahale konusunda acele etmeyeceğinin bir işareti olarak değerlendiriliyor. Uzmanlar, bu tür bir yanıtın, Rusya’nın uluslararası arenada nasıl bir strateji izleyeceğine dair ipuçları sunduğunu belirtiyorlar.
Görüşmenin ardından, uzmanlar arasında iki liderin diplomatik ilişkilerde daha fazla gelişme göstereceği yönünde beklentilerin oluştuğu ifade ediliyor. Ancak, mevcut gerilimlerin ve çatışmaların, iki ülke arasındaki ilişkilerin normalleşmesi konusunda engeller oluşturduğu da göz önünde bulunduruluyor. Yine de, bu tür görüşmelerin, taraflar arasındaki diyalog ve iletişimi artırması, gerginliklerin azalmasına katkı sağlayabilir.
Sonuç olarak, Peskov’un değerlendirmeleri, Moskova-Washington ilişkilerinin geleceği için bir dizi olası senaryoya kapı aralıyor. Hem güvenlik açısından tehdit algıları hem de diplomatik ilişkilerin durumu, iki ülke arasındaki etkileşimlerin nasıl şekilleneceğini belirleyecektir. Dolayısıyla, bu tür telefon görüşmeleri ve üst düzey görüşmeler, uluslararası ilişkilerdeki dengeleri etkileyen kritik unsurlar arasında yer almakta. Gelecek günlerde bu durumun nasıl şekilleneceği merakla bekleniyor.