Son yıllarda çevre kirliliği giderek artmakta ve bu sorunun en büyük sebeplerinden biri plastik atıkların su kaynaklarına karışmasıdır. Kacır, yaptığı bir paylaşımda, her yıl yaklaşık olarak 11 milyon ton plastik atığın denizlere, göllere ve nehirlere ulaştığını vurgulamıştır. Böylece bu atıkların zamanla mikroplastiğe dönüşerek yalnızca doğayı değil, gıdamızı, suyumuzu ve hatta soluduğumuz havayı ciddi şekilde tehdit ettiğinin altını çizmektedir. Kacır, sanayi ve teknolojide sürdürülebilirliği esas aldıklarını belirterek, üretim süreçleri ile çevreyi koruyan bir kalkınma modelinin önemine dikkat çekmiştir.
Sürdürülebilirlik, modern dünyada giderek daha fazla önem kazanan bir kavram haline gelirken, Sıfır Atık projesinin bu noktada büyük bir rol oynadığını ifade eden Kacır, bu projenin sadece bir çevre girişimi değil, aynı zamanda israfı önleyen, doğal kaynakları koruyan ve çevre dostu sanayiye rehberlik eden bir bilinç hareketi olduğunu belirtmiştir. Şunu da özellikle vurgulamıştır ki, teknolojiye yönelirken doğaya sırtını dönen bir yaklaşım benimsemek söz konusu olmamalıdır.
Bakan Yumaklı’nın görüşleri ise çevre koruma ile doğal kaynakların verimli kullanımı arasındaki önemli dengeyi ortaya koymaktadır. Yumaklı, doğal kaynakların bilinçsizce kullanılmasının yalnızca bugünü değil, geleceğimizi de tüketmek anlamına geldiğini belirtmiştir. Bu konuda devletin çeşitli adımlar attığını ifade eden Yumaklı, bakanlıklarının doğayı, ormanları ve biyolojik çeşitliliği koruma çabalarını sürdürdüğünü vurgulamıştır. Özellikle, Emine Erdoğan Hanımefendi öncülüğünde başlatılan ‘Su Verimliliği Seferberliği’ ile su kaynaklarının korunmasına yönelik çalışmaların devam etmekte olduğunu açıklamıştır.
Diğer yandan, çevre bilinci ile ilgili olarak Dünya Çevre Günü gibi özel günlerin kutlanması da oldukça önemlidir. Dünya Çevre Günü, insanların çevreye olan duyarlılığını arttırma, doğanın korunması gerektiğini hatırlatma ve sürdürülebilir gelişim konularında farkındalık oluşturma anlamında önemli bir platform sunar. Bu bağlamda, Yumaklı’nın “Dünya Çevre Günü kutlu olsun.” sözleri de, çevresel sürdürülebilirliğe yönelimin ne denli önemli olduğunu bizlere hatırlatmaktadır.
Sonuç olarak, plastik atıkların çevreye verdiği zararlar gün geçtikçe daha belirgin hale gelmekte ve bu da toplumlarda daha fazla çevre bilincinin geliştirilmesi gerekliliğini ortaya koymaktadır. Hem bireylerin hem de devletlerin çevre koruma konusunda atacakları adımlar büyük önem taşımaktadır. Kacır ve Yumaklı’nın sözleri, bu konuda atılacak adımların ve sürdürülebilir kalkınma modellerinin gerekliliğini vurgulamakta ve toplumsal bilinçlenmenin artmasına katkıda bulunmaktadır.
