Kolombiya’nın başkenti Bogota’daki Cumhurbaşkanlığı Sarayı Casa de Nariño’nda yaptığı bir basın toplantısında, Kolombiya Cumhurbaşkanı Gustavo Petro, Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) vizesinin iptal edildiğini ve bu nedenle şu anda ABD’ye seyahat edemeyeceğini duyurdu. Bu durum, Petro’nun uluslararası diplomasi alanındaki sıkıntılarının bir yansıması olarak değerlendiriliyor.
Vizesinin iptal edilmesini esprili bir dille yorumlayan Petro, isim vermeden ABD Başkanı Donald Trump’ı kastettiği izlenimi bırakarak, “Artık gidemiyorum çünkü vizemi iptal ettiler. Aslında vizeye ihtiyacım yoktu ama olsun. Donald Duck’ı zaten birkaç kez görmüştüm, artık başka şeyler göreceğim. Burada bazı şeylere hazırlıklı olmalıyız.” şeklinde ifadeler kullandı. Bu espri, ABD ile Kolombiya arasındaki gergin ilişkilerin bir yansıması olarak görülebilir.
Petro, vizesinin iptal edilmesinin ardından ABD’nin bu durumu eleştirdi. “Hitler ve Mussolini’nin hukuki tezlerine karşı insanlığı, demokrasiyi ve cumhuriyetin temellerini savunan ABD’ye, bir adalet mahkemesi ve yüksek mahkeme gibi davranması gerektiğini hatırlatıyorum.” şeklindeki sözleri, Petro’nun diplomatik eleştirisini net bir şekilde ortaya koydu. Bu ifadeler, Kolombiya’nın içindeki ve dışındaki birçok gözlemci tarafından ABD’nin yaklaşımının sorgulanması olarak yorumlandı.
Kolombiya basınında yer alan haberlere göre, Petro’nun vizesinin iptal edilmesinin arkasında son dönemde iki ülke arasında yaşanan göçmen krizi bulunuyor. Özellikle, Ocak ayında ABD’nin bazı Kolombiyalı göçmenleri sınır dışı etmesi, iki ülke arasında ciddi bir diplomatik gerginliğe sebep olmuştu. Bu kapsamda, Petro’nun göç politikalarının ABD ile çatışmasına yol açtığı düşünülüyor.
27 Mart 2023 tarihinde Kolombiya’yı ziyaret eden ABD İç Güvenlik Bakanı Kristi Noem ile Petro arasında göç politikaları üzerine anlaşmazlık yaşandığı ve bu görüşmenin ardından Petro’nun vizesinin iptal edilmiş olabileceği öne sürülüyor. Bu durum, Petro’nun uluslararası arenada karşılaştığı zorlukların ve ABD ile olan ilişkilerinin ne denli karmaşık olduğunu bir kez daha gözler önüne seriyor.
Üstelik, ABD’nin tarihsel olarak Kolombiyalı liderlerin vizesini iptal ettiği biliniyor. Örneğin, 1996 yılında dönemin Kolombiya Cumhurbaşkanı Ernesto Samper’in seçim kampanyasına uyuşturucu kartellerinden para girdiği iddiaları nedeniyle vizesinin iptal edildiği kaydediliyor. Bu bağlamda Petro’nun durumu, Kolombiya’daki siyasi ve sosyal dinamiklerin yanı sıra uluslararası ilişkilerdeki güç dengesizliğinin bir göstergesi olarak değerlendirilmektedir.
