3 Mayıs 2023 tarihinde yaşamını yitiren Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanvekili ve Demokrasi ve Müşterekler Partisi (DEM) İstanbul Milletvekili Sırrı Süreyya Önder için, Atatürk Kültür Merkezi’nde (AKM) bir tören gerçekleştirildi. Bu törende, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel de yer aldı. Ancak, törenin ardından AKM önünde Özgür Özel’e yönelik bir saldırı gerçekleşti. Saldırıyı gerçekleştiren kişinin kimliği ise Selçuk Tengioğlu olarak belirlendi ve saldırı sürecinde Beyoğlu’nda konakladığı oteldeki görüntüleri de gün yüzüne çıktı.
Görüntülerde Selçuk Tengioğlu’nun otelinde kahvaltılar yaptığı, ardından otel görevlisiyle çay içerek sohbet ettiği anlar yer aldı. Tüm bu anlar, saldırıdan önceki sakin ve normal bir günde gerçekleşen sıradan aktiviteler olarak dikkat çekti. Ancak, bu durum saldırının nedenini ve arka planındaki motivasyonu sorgulamamıza sebep oldu.
‘TAKSİM’DE KALDIĞIM OTELDEN ÇIKTIM, PROGRAM OLDUĞUNU DUYDUM’
Selçuk Tengioğlu, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e olan saldırısının hemen ardından gözaltına alındı. Gözaltında verdiği ifadesinde, programı duyduktan sonra otelden çıktığını belirtti. İlk ifadesinde şunları söyledi: “Ben daha önceden yemek kartı almak amacıyla Cumhuriyet Halk Partisi’ne başvuruda bulundum. Ancak partili olmamam sebebiyle bana yemek verilmedi. Bu olaydan dolayı sinirli bir dönem geçirmiştim. CHP’nin gençleri sokağa çağırması ve buna ilişkin birikmiş sinirim vardı. Taksim’de kaldığım apart otelden çıktım, o gün bir program olduğunu duydum ve oraya gittim. Aslında oraya gidince bir saldırı niyetim yoktu; ama gördüklerim karşısında sinirlerime hakim olamadım” şeklinde ifade verdi.
Bu ifadeler, Tengioğlu’nun saldırıyı gerçekleştirirken hangi duygusal durumda bulunduğunu ve eyleminin arka planındaki motivasyonları anlamamıza yardımcı olmaktadır. Tengioğlu’nun ifadesinde, CHP’nin bir parti olarak kendinden farklı olan bireylere ve partilere yönelik tutumlarının da bir etkisi olduğu görülmektedir. Bu durum, siyasi gerilimlerin ve toplumdaki kutuplaşmanın ne denli derinleştiğinin bir göstergesi olarak yorumlanabilir.
Sırrı Süreyya Önder için yapılan törenin ardından yaşanan bu olay, Türkiye’deki siyasi ortamın ne denli gergin olduğunu ve bireylerin psikolojik durumlarının eylemlerine nasıl etki edebileceğini gözler önüne sermektedir. Bu tür tehditkar eylemlerin, toplumsal barışı zedeleme potansiyeli bulunduğu ve siyasi liderlerin bu duruma karşı dikkatli olmaları gerektiği vurgulanmaktadır.
