1. Haberler
  2. EKONOMİ
  3. Nükleer Santraller Tarım İhracatını Destekliyor!

Nükleer Santraller Tarım İhracatını Destekliyor!

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Evrin Güvendik – Türkiye’nin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, yaptığı açıklamalarla nükleer santrallerin önemine dikkat çekti. Bayraktar, dünyada tarımsal ürün ihracatında ilk 8 sırada yer alan ülkelerden 7’sinin nükleer enerjiye sahip olduğunu belirtti. Bu durumu, enerji üretiminin modern gereksinimleriyle uyumlu hale getirmek ve küresel iklim krizinin etkilerini azaltmak yönündeki çabalarla bağdaştırdı.

Bayraktar, nükleer santrallerin, elektrik üretiminde hidrokarbon kaynakların yerini alarak Türkiye’nin enerjide dışa bağımlılığını azaltmayı hedeflediğini vurguladı. Aynı zamanda, nükleer enerji sayesinde 2053 yılına kadar net sıfır emisyon hedefine ulaşmayı da amaçladıklarını ifade etti. “Nükleer güç santralleri (NGS), mevsim ve iklim koşullarından bağımsız olarak günün her saati elektrik üretebilen baz yük santralleri olarak önemli bir rol oynamaktadır” diyen Bakan, böylece iklim değişikliği ile mücadelede önemli bir adım atılmış olacağını belirtti.

Bakan Bayraktar, ayrıca nükleer santrallerin, elektrik üretiminde karbon salınımı gerçekleştirmemesi sayesinde, ithal hidrokarbon yakıtlarla çalışan santrallerin yerini alacaklarını ifade etti. Bu durumun, Türkiye’nin enerji kaynaklarını çeşitlendirerek, güvenilir ve sürdürülebilir bir enerji kaynağı oluşturmasına yardımcı olacağını da ekledi.

“ABD’de 94 santral var”

Bakan, nükleer santrallerinin tarım üzerindeki etkileri hakkında da bilgi verdi. Örneğin, Amerika Birleşik Devletleri’nde toplamda 94 nükleer santral bulunduğunu ve bu durumun ülkenin tarımsal ürün ihracatında birinci sırada olmasına katkı sağladığını belirtti. Fransa’yı örnek gösteren Bayraktar, bu ülkede yer alan 57 nükleer reaktör ile elektrik ihtiyacının yüzde 60’ından fazlasının nükleer enerjiden karşılandığını ifade etti. Ayrıca, Fransa’daki Loire Nehri üzerinde yer alan 12 nükleer reaktörün de uluslararası önem taşıdığını vurguladı.

“ÇED sürecine tabidir”

Bayraktar, nükleer santral projelerinin çevresel etki değerlendirmeleri (ÇED) sürecine tabi olduğunu, bu süreç kapsamında da ilgili yerin seçiminin çeşitli teknik unsurlara dayandığını aktardı. Deprem riski, yeterli soğutma suyu mevcutluğu, topoğrafya, jeolojik yapılar, korunan alanlar ve ulaşım altyapısı gibi faktörlerin dikkate alındığını belirten Bayraktar, bu süreçlerin Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın belirlediği ilkeler doğrultusunda yürütüldüğünü ifade etti.

Son olarak, Bakan Bayraktar, nükleer güç santralleri için yer lisansı ve inşaat lisansının, Nükleer Düzenleme Kurumu tarafından verildiğini kaydederek, çevresel etkilerin geliştirilmesi üzerine yapılan çalışmaların Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından yürütüldüğünü belirtti. Bu bilgiler ışığında, Türkiye’nin nükleer enerjiye yöneliminin çevresel, ekonomik ve enerji güvenliği açısından önemli bir strateji olduğu görülmektedir.

Nükleer Santraller Tarım İhracatını Destekliyor!
Yorum Yap

Tamamen Ücretsiz Olarak Bültenimize Abone Olabilirsin

Yeni haberlerden haberdar olmak için fırsatı kaçırma ve ücretsiz e-posta aboneliğini hemen başlat.

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Farket Haber ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!