New York merkezli İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW) tarafından yapılan bir açıklamada, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu hakkında Kasım 2024’te çıkarılan tutuklama emrine göndermede bulunulmuştur. Bu tutuklama emri, Netanyahu’nun Gazze’de işlenen savaş suçları ve insanlığa karşı suçlardan ötürü yargılanması amacını taşımaktadır.
Ayrıca, HRW, Macaristan’a Netanyahu’nun ülkeye girmesi durumunda tutuklanması çağrısında bulunmuştur. Açıklamada, “Macaristan, İsrail Başbakanı Netanyahu’nun ülkeye girişini engellemeli veya ülkeye girerse onu tutuklamalıdır.” ifadesine yer verilmiştir. Burada, Macaristan’ın UCM üyesi olarak, ülkesine giren şüphelilerin tutuklanması ve teslim edilmesi konusunda işbirliği yapma yükümlülüğüne sahip olduğu vurgulanmıştır. Açıklamada, UCM’nin kendi polis gücüne sahip olmadığı ve tutuklamalarda devletlere güvenmek zorunda kaldığı belirtilmektedir.
Kasım 2024’teki tutuklama emrinin ardından Macaristan Başbakanı Viktor Orbán, Netanyahu’yu davet edeceğini belirtmiş ve “eğer gelirse, emrin Macaristan’da hiçbir etkisi olmayacağına garanti edeceğini” ifade etmiştir. Orbán’ın İletişim Ofisi, Netanyahu’nun 2-6 Nisan tarihleri arasında Macaristan’ı resmi ziyarette bulunacağını bildirmiştir.
UCM’YE TARAF ÜLKELER TUTUKLAMAKLA YÜKÜMLÜ
UCM, 21 Kasım 2024 tarihinde açıkladığı bir kararda, Netanyahu ve dönemin Eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında savaş suçları ve insanlığa karşı suçlar nedeniyle tutuklama emri çıkardığını duyurmuştur. Roma Statüsü’nün 86. ve 87. maddeleri, UCM’nin yayımladığı tutuklama emirlerinin, UCM’ye taraf olan ülkeler tarafından uygulanması gerektiğini belirtmektedir. Öte yandan, Statü’nün 89. maddesi gereğince, Netanyahu ve Gallant’ın UCM’ye taraf herhangi bir ülkeye seyahat etmeleri halinde, o ülkenin yetkili makamları tarafından tutuklanmaları ve Lahey’deki mahkemeye teslim edilmeleri gerekmektedir.
Ayrıca, Netanyahu ve Gallant’ın, Avrupa Birliği’ne üye tüm ülkeler; Japonya, Kanada, Meksika, Avustralya, Yeni Zelanda, İngiltere ve diğer pek çok ülke ile birlikte UCM’ye üye toplam 124 ülkeye seyahat etmekten kaçınmaları gerekeceği ifade edilmektedir. Bu durum, söz konusu şahısların yasal durumlarına dair bir dizi zorluk yaratabilir. UCM’nin tutuklama emirlerinin uluslararası düzeyde ne kadar etkili olabileceği ise şu anki tartışmaların merkezi durumundadır. UCM’nin bu konuda yargı yetkisini nasıl kullanacağı ve devletlerin bu kararları ne şekilde uygulayacağı, uluslararası hukuk anlamında önemli bir tartışma konusunu oluşturmaktadır.