NATO Genel Sekreteri Mark Rutte, Suriye’deki mevcut duruma ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Rutte, Suriye’de Esad rejiminin devrilmesine yönelik olarak, iktidarın barışçıl bir şekilde el değiştirmesi ve Suriye’nin öncülüğünde kapsayıcı bir siyasi sürecin başlatılması gerektiğini dile getirdi. Rutte, bu sürecin Suriye ve bölge halkı için hem sevinçli hem de belirsizliklerle dolu bir dönüm noktası olduğunu ifade etti. “İktidarın barışçıl bir şekilde el değiştirmesini ve Suriye liderliğinde kapsayıcı bir siyasi sürecin başlamasını umuyoruz” şeklinde konuştu.
Rutte, ayrıca Suriye’deki muhalif gruplara yönelik de bazı önemli çağrılarda bulundu. Bu grupların, geçiş sürecinde hukukun üstünlüğüne riayet etmeleri, sivilleri korumaları ve özellikle dini azınlıklara saygı göstermeleri gerektiğinin altını çizdi. Bu açıklamalar, Suriye’nin geleceği açısından önemli bir dönüm noktası oluşturabilir.
“ESAD İŞLERİNE YARAMAMAYA BAŞLADIĞINDA ONU TERK ETTİLER”
Rutte, Suriye’deki iç savaşta Rusya ve İran’ın oynadığı role de değinerek bu iki ülkeyi eleştirdi. Esad rejiminin ana destekçileri olan Rusya ve İran’ın artık Esad’a gereken desteği vermediğini ifade etti. Rutte, bu ülkelerin Esad’ın artık kendi çıkarlarına hizmet etmediğini gördüklerini ve böylece onu terk ettiklerini belirtti. “Rusya ve İran Esad rejiminin ana destekçileriydi ve Suriye halkına karşı işlenen suçların sorumluluğunu paylaşmaları gerekiyor. Aynı zamanda bu ülkeler, güvenilmez ortaklar olduklarını kanıtladılar. Esad işlerine yaramamaya başladığında onu terk ettiler” şeklinde ifadelerde bulundu.
Bu değerlendirmeler, Suriye’deki karmaşık siyasi dinamikler ve uluslararası ilişkiler açısından önemli bir yeri olan konular arasında. Rutte’nin açıklamaları, aynı zamanda NATO’nun Suriye’nin geleceğine dair tutumunu ve bölgedeki barışçıl süreçlere olan katkılarını yansıtıyor. Suriye’de kalıcı bir barışın sağlanabilmesi için uluslararası toplumun, bu tür geçiş süreçlerine daha etkili bir şekilde katkıda bulunması gerektiği de göz önünde bulundurulması gereken bir diğer önemli nokta.
Özetle, Mark Rutte’nin Suriye’deki durum hakkında yaptığı yorumlar, uluslararası ilişkiler ve güç dengeleri açısından dikkat çekici. Suriye’de Esad rejimi ile ilgili sürecin, barışçıl bir geçişle mümkün olabileceği fikrini savunurken, aynı zamanda bu geçiş sürecine dahil olan muhalif grupların sorumluluklarını vurgulaması dikkat çekici bir noktadır. Rutte’nin, Rusya ve İran’ın Suriye’deki role dair eleştirileri ise bu ülkelerin bölgede izlediği stratejileri sorgulatmaktadır.
