Bakan Ali Yerlikaya, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, 20 Ekim 2023 tarihinde Marmaris açıklarında meydana gelen 5,8 büyüklüğündeki depremin çevre illerden de hissedildiğini duyurdu. Bu büyüklükte bir depremin, özellikle yoğun nüfuslu bölgelerde büyük bir endişeye yol açtığını belirten Yerlikaya, durumun ciddiyetine dikkat çekti.
Yerlikaya, depremin ardından Muğla Valiliği koordinasyonunda, Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) ve diğer ilgili kurumların saha taramalarına devam ettiğini vurguladı. İlk belirlemelere göre, şehir genelindeki yerleşim alanlarında herhangi bir yapısal yıkımın söz konusu olmadığını ifade etti. Ancak, deprem sırasında Fethiye‘de yaşanan panik sonucunda 14 yaşındaki Afranur Günlü isimli kız çocuğunun hastaneye kaldırıldığını bildirdi. Ne yazık ki, tüm müdahalelere rağmen Afranur’un hayatını kaybettiği belirtildi.
Muğla ve ilçelerini etkileyen bu deprem sonrası panik sebebiyle yükseklikten atlama resultası yaralanan toplamda 69 vatandaş olduğu kaydedildi. Yerlikaya, yaralılardan 14’ünün tedavisinin yerinde, yani hastane dışında yapıldığını aktardı. Ayrıca, 8 kişinin tedavisinin ayakta gerçekleştirildiğini ve evlerine taburcu edildiklerini söyledi. 46 vatandaşın ise tetkik ve tedavileri acil serviste devam etmekte, bu durumun acil bir şekilde izlenmesi gerektiğinin altını çizdi.
Bakan Yerlikaya, hayatını kaybeden Afranur bebek için Allah’tan rahmet, yakınlarına ise başsağlığı dileğinde bulunarak, depremden etkilenen tüm vatandaşlara geçmiş olsun dileklerini iletti. “Allah ülkemizi ve milletimizi afetlerden korusun,” şeklinde bir ifade de bulunarak, kriz anlarında dayanışmanın önemine vurgu yaptı.
Bu tür doğal felaketlerin, özellikle kıyı bölgelerinde ve hareketli fay hatları üzerinde yer alan yerlerde sıkça yaşanabileceği gerçeği, halkın bilinçlenmesine ve devletin afet yönetim sisteminin daha da güçlendirilmesine olan ihtiyacı göstermektedir. Kısa süreli de olsa meydana gelen bu tür olaylardan sonra, hazırlık ve eğitimlerin artırılması gereklidir. Bu nedenle, Yerlikaya’nın çağrısı, hem bireylerin hem de devletin risk yönetimi konusundaki yaklaşımlarını yeniden gözden geçirmesi açısından da önemlidir. Önleyici ve hazırlıklı olmanın, olası can ve mal kaybını en aza indireceği gerçeği göz önünde bulundurulmalıdır.
