Venezuela’nın Devlet Başkanı Nicolás Maduro, devlet televizyonu VTV’ye verdiği bir röportajda El Salvador’daki bir hapishanede hukuksuz bir şekilde tutulan bireyler hakkında önemli açıklamalarda bulundu. Maduro, bu hapishaneyi bir “toplama kampı” olarak nitelendirerek, orada tutulanların insan haklarının ihlal edildiğini vurguladı.
Maduro, El Salvador’daki hapishanede tutulan 253 kişinin derhal serbest bırakılmasını talep etti. “Bu gençler, yargılanmadan, hakim karşısına çıkarılmadan ve savunma hakkı verilmeden orada zorla tutuluyorlar” diyen Maduro, bu kişilerin kurtarılması için çaba sarfettiklerini belirtti. Venezuela’nın bir uçağıyla bu gençleri ülkeye getirmek için çalışmalarını sürdürdüklerini ifade etti.
Ayrıca Maduro, Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri Volker Türk’ü, ABD’den sınır dışı edilen göçmenler konusundaki sessizliği nedeniyle eleştirdi. “Bu üzücü bir durum. Bu, bir suç ortağı sessizliğidir, korkak bir sessizliktir” diyen Maduro, Türk’ün bu konuda bir şey yapmasını beklediğini dile getirdi.
Maduro’nun açıklamalarında, ABD’den sınır dışı edilen Venezuelalı bir ailenin yaşadığı trajik bir olayın da altı çizildi. Maduro, iki yaşındaki bir kız çocuğunun ailesinden ayrıldığını ve bu durumun tanıklık ettiği sessizliğin yanı sıra acı verici bir durum olduğunu vurguladı. “Size bunun sözünü veriyorum, er ya da geç o çocuğu annesine geri getireceğiz. Sessizliğin olmadığı tek yer, Venezuela’nın annelerinin ve büyükannelerinin kalpleridir” ifadeleriyle bu konuda kararlı bir tutum sergiledi.
Olayın detaylarına bakıldığında, Arizona’da bir Venezuelalı göçmen ailenin küçük bir trafik ihlali sonrası gözaltına alındığı ve ailenin anne ve iki çocuğunun hızlıca Meksika’ya sınır dışı edildiği, ancak 2 yaşındaki kızlarının ABD’de kalmış olarak ailesinden koparıldığı görülmektedir. Bu durum, Uluslararası insan hakları standartları açısından büyük bir endişe yaratırken, Maduro’nun yaşananları Birleşmiş Milletler düzeyinde gündeme taşıması dikkat çekici bir hamle olarak değerlendirilmektedir.
Maduro’nun bu açıklamaları, hem Uluslararası insan hakları platformlarında hem de bölgesel düzeyde geniş yankı bulmuş durumdadır. Dosyanın derinleşmesi ve gelişmeleri izlemek, Venezuela’nın yanı sıra diğer Latin Amerika ülkelerindeki insan hakları ihlalleri açısından da önem taşımaktadır. Maduro’nun çağrısı, özellikle gençlerin ve kadınların haklarının korunmasına yönelik bir farkındalık yaratma çabası olarak öne çıkmaktadır.
