Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Mısır’a gerçekleştirdiği iki günlük ziyaretin ardından France 5 kanalına verdiği röportajda, Filistin devletinin tanınması konusunu ele aldı. Macron, “Filistin’i tanımaya doğru ilerlemeliyiz ve önümüzdeki aylarda buna varabiliriz.” diyerek, bu konudaki niyetlerini ifade etti. Ayrıca, haziran ayında Suudi Arabistan ile birlikte düzenleyecekleri iki devletli çözüme ilişkin uluslararası konferansa vurgu yaptı.
Macron, Filistin’i tanıma meselesinin, planladıkları konferansta nihayete erdirileceğini belirtti. Bu konferans, 6-7 Nisan 2024 tarihlerinde Mısır’da gerçekleştirilecek ve burada uluslararası katılımcılarla birlikte Filistin-İsrail çatışmasının çözümü üzerinde durulacak. Fransa, bu konuda Suudi Arabistan ile eş başkanlık yapacak ve uluslararası kamuoyunun dikkatini iki devletli çözümün önemine çekmeyi hedefleyecek.
Bir önceki yıl, 2023’te Macron, Filistin devletini tanımanın Fransa için bir “tabu” olmadığını belirtmişti. Bu açıklama, özellikle 7 Ekim 2023’te İsrail’in Gazze’ye yönelik başlattığı saldırılardan sonra Fransa içinde yükselen bir muhalefet dinamiğiyle bağlantılıydı. O tarihten bu yana, Fransız muhalefeti, Filistin devletinin derhal tanınması için daha fazla çağrıda bulunarak, kamuoyunda bu konunun daha fazla tartışılmasına zemin hazırladı.
Filistin devletinin tanınması, uluslararası ilişkilerde önemli bir konu olmasının yanı sıra, Orta Doğu barış sürecinin de merkezinde yer alıyor. Macron’un bu konudaki yaklaşımı, diğer Avrupa ülkeleriyle birlikte Fransa’nın da Filistin’in uluslararası alanda statüsünü desteklemek için atacağı adımlar arasında yer alıyor. Bu bağlamda Fransa, ilerleyen aylarda gerçekleştireceği konferans ile birlikte uluslararası toplumu iki devletli çözümün önemine dair daha fazla bilinçlendirmeyi umuyor.
Macron’un Filistin devletinin tanınması ile ilgili yaptığı açıklamalar, Fransa’daki siyasi arenada da yankı buldu. Hükümet içindeki çeşitli partiler, bu kararın ne kadar acil olduğunu vurgulayarak, Filistin’in bağımsız bir devlet olarak tanınmasını talep ediyor. Bu siyasi baskılar, Fransa’nın uluslararası rolünü ve Arap-İsrail barış süreçlerindeki etkisini artırabilir.
İlerleyen günlerde, Macron’un bu konudaki açıklamalarının ve yapılan konferansın sonuçlarının, Filistin-İsrail müzakereleri üzerinde ne gibi etkileri olacağı ve uluslararası toplumun bu meseleyi nasıl karşılayacağı önemli bir merak konusu olmaya devam edecek. Özetle, Macron’un Filistin devletinin tanınması adına attığı adımlar, sadece Fransa’nın politikaları açısından değil, aynı zamanda Orta Doğu barışına dair umutları yeşertebilir.