Güzel, AA muhabirine yaptığı açıklamalarda, lisanslı depoculuğun tarım sektörünün geleceğinde kritik bir rol oynadığını vurguladı. Gıda arzının güvenliği açısından lisanslı depoculuğun önemine dikkat çeken Güzel, Türkiye’nin bu anlamda İç Anadolu Bölgesi’nin öncü konumda olduğunu ifade etti. Türkiye genelinde 12 milyon 100 bin ton kapasiteli lisanslı depo bulunduğunu belirten Güzel, bu depolardan 5,5 milyon tonunun İç Anadolu Bölgesi’nde yer aldığını kaydetti.
Konya’nın bu bağlamda birinci sırada olduğunu belirten Güzel, şehrin 2,3 milyon ton kapasiteli depolama alanına sahip olduğunu dile getirdi. Bu depolarda 800 bin ton buğday, neredeyse 700 bin ton arpa ve 700 bin ton mısırın stoklandığına dikkat çekti. Bu veriler, bölgedeki tarımsal ürünlerin depolama kapasitesinin büyük bir kısmının, tarımsal üretim için kritik öneme sahip olduğunu gösteriyor.
Güzel, yalnızca hububat değil, farklı tarımsal ürünlerin de lisanslı depolarda saklandığını vurgulayarak, “Gaziantep’te fıstık, Giresun bölgesinde fındık ve Şanlıurfa’da pamuk gibi çeşitli ürünlerin de depolandığını” söyledi. Bu şekilde, lisanslı depoculuğun tüm tarım ürünlerini kapsayacak şekilde genişletilmeye başlandığını belirtti.
“Artık lisanslı depoculuk tarımla bağdaşmış durumda”
Güzel, Türkiye’deki lisanslı depolardaki ürün miktarını detaylandırarak, “Lisanslı depolarımızda 6 milyon ton civarında buğday, 2 milyon ton arpa ve yaklaşık 1,5 milyon ton mısır mevcut. Toplamda lisanslı depolarımızda 9,5 milyon ton ürün bulunuyor. Bunun yanı sıra çiftçilerin, esnafın ve Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) kendi depolarında da ürünlerin saklandığını” ifade etti. Lisanslı depoculuğun tarımın geleceği için büyük bir fırsat sunduğunu, sektörün gıda güvenliğinin sağlanmasında önemli bir teminat oluşturduğunu belirtti.
Ülkenin tarımsal ürünler arz güvenliğinde lisanslı depoculuğun büyük bir öneme sahip olduğunu vurgulayan Güzel, bunun artık tarımla ayrılmaz bir bütün haline geldiğini ifade etti. Lisanslı depoculuğun geliştirilmesiyle eski yöntemlerin yerini yeni ve ileri teknolojilerin alacağını ve bu durumun tarım sektörünü olumlu yönde etkileyeceğini belirtti. Böylece, hem verimlilik artacak hem de çiftçilerin ürünlerinin daha güvenli ve sürdürülebilir bir şekilde saklanması mümkün olacak.