DİDEM SEYMEN- Lazer göz ameliyatı, 1999 yılında gözlük veya kontakt lens ihtiyacını ortadan kaldıran bir tıbbi mucize olarak kabul edilmiştir. Ancak günümüzde ortaya çıkan hasta raporları, bu yöntemin herkes için uygun olmadığını göstermektedir. Uzmanlar, bazı nadir durumların ölümcül sonuçlar doğurabileceği konusunda uyarılarda bulunmaktadır. Amerika Birleşik Devletleri’nde tanınmış kornea cerrahı Prof. Dr. Emil Chynn, Daily Mail gazetesine verdiği demeçte, binlerce hastanın yeterince taranmadan lazer göz ameliyatına yönlendirildiğine dikkat çekmektedir. Dr. Chynn, özellikle ciddi göz kuruluğu yaşayanlar ve ruhsal rahatsızlıkları olan bireylerin bu tür ameliyatlardan kaçınması gerektiğini vurgulamaktadır. Ayrıca ince ve düzensiz kornea yapısına sahip olanlar, otoimmün hastalıkları bulunanlar, kontrol altına alınmamış diyabeti olan kişiler ve iyileşmeyi engelleyen bazı ilaç kullananlar için lazer göz ameliyatı tavsiye edilmemektedir.
‘Başarı oranı yüzde 99’
Bursa Nilüfer Göz Merkezi’nden Op. Dr. Erdinç Usta, “Yapılan çalışmalarda excimer lazer ameliyatlarının başarı oranının yüzde 98-99 olduğu gösterilmiştir. Ancak yaşa göre, bozukluğun tipine ve korneanın özelliklerine bağlı olarak bazı sınırlamaları bulunmaktadır. Dolayısıyla her isteyene değil, sadece uygun olan kişilere ameliyat uygulanabilmektedir. Kuru göz hastaları için gerekli tedavi uygulanmadıkça ameliyat önerilmez. Ameliyat sonrasında ise yönteme ve bireye göre değişiklik göstermekle beraber, kuruluk belirtileri geçici olarak artabilmektedir. Bu durumun çoğu, bir ay süren düzenli gözyaşı kullanımı ile normale dönecektir” şeklinde açıklamalarda bulunmuştur.
‘Her hastaya özel uygulanır’
Dünyagöz Hastaneler Grubu’nun Medikal Kurul Direktörü Prof. Dr. Levent Akçay ise excimer lazer teknolojisinin son derece güvenli ve bilimsel dayanaklara sahip bir tedavi yöntemi olduğunu ifade etmektedir. Bu yöntem; PRK, LASIK, PTK gibi farklı teknikler içermekte olup, her hasta için özel olarak planlanmaktadır. Hangi yöntemlerin uygulanacağı ise hastanın kornea kalınlığı, kırma kusuru derecesi (diyoptri) ve retina durumu gibi detaylı incelemelerden sonra belirlenmektedir. Bu süreç, komplikasyon riskini en aza indirmek için son derece kritiktir. Doğru hasta seçimi yapıldığında ve tüm tetkikler eksiksiz uygulandığında, bu işlemlerde kalıcı sorun yaşama olasılığı oldukça düşüktür.
‘Kirpik kesme modası’ riskli
Son dönemlerde sosyal medyada yaygınlaşan kirpik kesme modası, gençler arasında estetik veya maskülen bir görünüm elde etmek amacıyla uygulanmaktadır. Göz hastalıkları uzmanı Doç. Dr. Can Öztürker, “Kirpikler, göz yüzeyini toz, ışık, rüzgar ve mikroorganizmalara karşı koruyan doğal bir savunma bariyeridir. Kirpiklerin kesilmesi enfeksiyonlara davetiye çıkarır” uyarısında bulunmaktadır. Medikal Park Bahçelievler Hastanesi’nden Op. Dr. Seda Sert de kirpikleri keserken kullanılan araçların göz yüzeyine teması ile kalıcı görme kayıplarının yaşanabileceği konusunda uyarıda bulunmaktadır. Kirpiklerin gözlerin korunması açısından kritik bir role sahip olduğu bir kez daha vurgulanmaktadır.
