S&P Global Ratings, 2025 yılına yönelik ülkelerin kredi notu görünümlerini etkileyebilecek önemli riskler arasında jeopolitik gerilimler, artan korumacı politikalar ve faiz indirimlerinin piyasaların beklentilerine göre daha yavaş ve dalgalı olmasını vurguladı. “Küresel Kredi Görünümü 2025: Umut ve Tehlike” adlı raporuna göre, birçok büyük ekonomide yumuşak iniş ihtimali bulunurken, faiz indirimlerinin devam etmesi bekleniyor. Bu durum, 2025’te küresel kredi koşullarını desteklemeye devam edecek. Ancak, kredi koşulları ülkeler ve bölgeler arasında farklılık gösterirken, jeopolitik belirsizlik genel durumu karmaşık hale getiriyor.
Gelişmiş ekonomilerde enflasyonun gerilemesi, işgücü piyasalarının direnç göstermesi ve güçlü tüketici harcamaları, ekonomik faaliyetleri desteklerken, istikrarlı bir büyüme bekleniyor. Dünyanın en büyük iki ekonomisi olan ABD ve Çin’deki büyümenin yavaşlaması, Avro Bölgesi’nin toparlanması ve gelişmekte olan piyasalardaki yönlenme ile 2025’te küresel ekonominin %3 büyümesi öngörülüyor.
Ancak, kredi notu en düşük olan borçlu ülkeler, artan borçlanma maliyetleri ve jeopolitik riskler nedeniyle sıkıntılarla karşı karşıya kalmaya devam ediyor. Donald Trump’ın Beyaz Saray’a dönüşü, küresel ölçekte geniş kapsamlı sonuçlar doğurabilir. Trump’ın önerdiği ek gümrük vergileri, kısa vadede enflasyonist etkiler yaratabilirken, şirketlerin girdi maliyetlerini artıracak ve tüketicilerin ürünler için daha fazla ödeme yapmasına sebep olabilir. Orta vadede ise, ABD’de ekonomik büyümenin negatif etkilenmesi öngörülürken, uzun vadede tedarik zincirlerinin çeşitlenmesi ve özellikle Çin’den uzaklaşılması bekleniyor.
“Henüz bilinmeyen kazananlar ve kaybedenler” dönemi
ABD ile Çin arasındaki ticaret hacminin azalması, küresel tedarik zincirlerinin Çin’den uzaklaşmasıyla birlikte “henüz bilinmeyen kazananlar ve kaybedenler” yaratabilir. Tedarik zincirlerindeki karmaşıklık, küresel dalgalanmalara neden olabilir ve belirli ekonomilerde enflasyonist baskıları yeniden alevlendirebilir. Tüm bu gelişmeler, merkez bankalarının para politikası planlarını bozabilir ve sermaye akışlarını etkileyebilir. Özellikle ABD Merkez Bankası’nın faiz indirim döngüsünde meydana gelecek herhangi bir aksama, gelişmekte olan piyasalardaki merkez bankalarının para politikası uygulamalarını sınırlayabilir.
Batı ekonomilerindeki artan korumacı politikalar, ihracata bağımlı Asya-Pasifik bölgelerinde engeller oluştururken, uzun süredir devam eden emlak krizinin etkileri, zaten zayıf olan Çin ekonomisinde daha fazla gümrük vergisinin uygulanmasının derinleşen sıkıntılara yol açma riski taşımaktadır. S&P, jeopolitik gerilimlerin tedarik zincirlerini, ticareti ve piyasa duyarlılığını sekteye uğratabileceğini, artan korumacı politikaların küresel ticareti zorlacağını, faizdeki düşüşün beklenenden daha yavaş olacağını ve ekonomik yavaşlamanın daha keskin olabileceğini belirttikten sonra, bu unsurların ülkelerin kredi notu görünümlerini ciddi şekilde etkileyebileceğine dikkat çekmiştir.
“Faizde indirim, artıştan daha yavaş olacak”
S&P Global Ratings Kredi Araştırma ve Öngörüleri Küresel Başkanı Alexandre Birry, merkez bankalarının faiz oranlarını düşürmeye başladığını belirtirken, “Yetki alanları arasında değişken bir hızda olsa da, daha fazla para politikası gevşemesinin gelmesini bekliyoruz. Daha da önemlisi, faizdeki iniş artıştan daha yavaş olacak ve oranlar global finansal krizden sonraki seviyeden daha yüksek kalacağında” ifadesini kullandı.
S&P Global Ratings Kurumsal
