Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) Para Politikası Kurulu’nun 17 Nisan 2023 tarihli toplantısına ait özet, çeşitli ekonomik göstergeler ve gelişmeler hakkında önemli bilgiler sunmaktadır.
Küresel ticaret politikalarında devam eden belirsizlikler ve korumacı adımların artışı, ekonomik büyüme görünümünü olumsuz etkilemeye devam etmektedir. Özellikle birçok gelişmiş ve gelişmekte olan ülkede büyüme öngörüleri aşağı yönlü güncellenmiştir. Türkiye’nin dış ticaret ortaklarının ihracat paylarıyla ağırlıklandırılan küresel büyüme endeksinin, 2025 yılı için büyüme oranı beklentisi yüzde 2,1’den yüzde 1,7’ye, 2026 yılı için ise yüzde 2,4’ten yüzde 1,9’a düşürülmüştür.
Küresel talepteki bozulma, doğalgaz ve petrol gibi emtia fiyatlarında hızlı düşüşlere neden olmuştur. ABD’nin gelecekteki ticaret politikaları ve diğer ülkelerin bu politikalara karşılık verme biçimi, küresel ticaret ve ekonomik faaliyet açısından risk faktörleri olarak belirtilmektedir. Korumacı önlemler sonucunda enflasyon beklentileri ülkeden ülkeye değişkenlik göstermekte ve özellikle ABD’de artmakta olduğu ifade edilmektedir. Bu bağlamda, küresel enflasyondaki düşüşün yavaşlayacağı ve merkez bankalarının para politikalarında temkinli yaklaşımlarını sürdüreceği düşünülmektedir.
Türk lirası (TL) mevduat faiz oranlarının, 7 Mart haftasına kıyasla 275 baz puan artarak 11 Nisan haftasında %51,9 seviyesine yükseldiği kaydedilmektedir. TL ticari kredi faizleri %54,9, ihtiyaç kredisi faiz oranları ise %69,7 olarak gerçekleşmiştir. Konut kredisi faizleri ise %39,6 seviyesine düşmüştür. Öte yandan, bireysel kredilerin 4 haftalık büyüme oranlarının ortalaması %2,3 seviyesine gerilemiş, bu durum, kredi kartı büyümesindeki yavaşlamadan kaynaklanmaktadır. Diğer yandan, TL ticari kredilerin büyüme oranı %1,7’den %3,6’ya çıkmıştır.
28 Mart’taki kararla kredi büyümesine dayalı zorunlu karşılık uygulamasında değişiklikler yapılmış, özellikle tüketicilere yönelik ihtiyaç kredilerinde bazı istisnalar söz konusu olmuştur. TCMB’nin brüt uluslararası rezervleri 11 Nisan itibarıyla 147,5 milyar ABD dolarına gerilemiştir. Türkiye’nin 5 yıllık kredi risk primi (CDS) ise 16 Nisan tarihi itibarıyla 343 baz puana yükselmiştir.
Şubat ayına ilişkin verilere göre, perakende satış hacim endeksi aylık bazda %1,1 oranında artarken, çeyreklik bazda %3,7’lik bir artış göstermiştir. Sanayi üretim endeksi ise mevsim ve takvim etkilerinden arındırıldığında aylık %1,6 azalmış, yıllık ise %1,9’luk bir düşüş kaydedilmiştir. Ancak, çeyreklik bazda sanayi üretimi %0,9 artış gösterdiği bildirilmiştir.
İstihdam açısından şubat ayında 32,3 milyon kişi seviyesine ulaşılmış ve işgücüne katılım oranı %0,7 düşmüştür. İşsizlik oranı ise %8,3 seviyesine gerilemiştir. Şubat ayında cari işlemler dengesi 4,4 milyar ABD doları açık vermiştir ki bu, hizmetler dengesi fazlasındaki artışa rağmen altın ve enerji dış ticaret açıklarındaki yükseliş nedeniyle gerçekleşmiştir. Bunun sonucunda, 12 aylık birikimli cari açık 12,8 milyar ABD doları seviyesine ulaşmıştır.
Özette, Nisan ayının ilk haftasına ilişkin sınırlı veriler, aylık bazda bir düşüş, çeyreklik bazda ise yatay bir görünümü işaret
