Karbon Yakalama ve Depolama Teknolojisi
Karbon yakalama ve depolama teknolojisi, çimento, demir-çelik, hidrojen, kimyasal, etanol ve gübre üretimi gibi endüstriyel süreçlerle fosil yakıtlardan ve atıktan enerji üreten santrallere yönelik karbondioksit emisyonlarını azaltmak amacıyla kullanılmaktadır. Bu teknoloji, üç ana yöntemle uygulanmaktadır: yanma öncesi yakalama, yanma sonrası yakalama ve oksijenli yanma.
Bu gelişmiş sistemler sayesinde, termik santraller ve fabrikaların bacalarından çıkan emisyonların önemli bir kısmı atmosfere ulaşmadan yakalanmaktadır. Toplanan emisyonlar, boru hatları veya tankerlerle yer altındaki depolama alanlarına yönlendirilmektedir. Bu depolama alanları, 800 metreden daha derin, büyük ve geçirimsiz kaya tabakalarına sahip yerlerde bulunurken, ayrıca gözenekli ve geçirgen yapıya sahip sahalar da emisyon depolamak için elverişli sayılmaktadır. Bu tür alanlar, genellikle terk edilmiş petrol ve gaz sahaları, kömür yatakları ve geçirgen jeolojik yapılar içermektedir.
Karbon yakalama ve depolama sistemleri, emisyonların kaynağında önlenmesi ve atmosferdeki karbondioksit miktarının büyük ölçekte azaltılması için fırsatlar sunmaktadır. Bu teknolojiler, ülkelerin ulusal iklim taahhütleri ve net sıfır hedefleri doğrultusunda, küresel iklim değişikliği ile mücadelede önemli bir çözüm aracı haline gelmiştir.
ABD’nin Liderliği
AA muhabirinin Küresel Karbon Yakalama ve Depolama Enstitüsü raporlarından yaptığı derlemeye göre, 2022 yılında dünya genelinde 11 ülkede faaliyet gösteren karbon yakalama tesislerinin sayısı 50’ye ulaşmıştır. 2020 yılında ise sadece 9 ülkede 26 tesis bulunmaktaydı. Yani bu süreçte, beş yıl içinde tesis sayısı yaklaşık iki katına çıkmıştır.
Dünyanın ilk karbon yakalama ve depolama tesisi, 1972 yılında ABD’de kurulmuştur. Günümüzde ABD, 19 tesis ile lider konumda bulunurken, bunu 14 tesis ile Çin ve 7 tesis ile Kanada izlemektedir. Ayrıca, Norveç ve İzlanda’da ikişer tesis mevcutken; Macaristan, Brezilya, Suudi Arabistan, Katar, Birleşik Arap Emirlikleri ve Avustralya’da ise birer tane tesis yer almaktadır.
Bu tesisler sayesinde, geçen yıl dünya genelinde toplamda 51 milyon ton karbondioksit emisyonunun yer altında depolanarak atmosfere ulaşması engellenmiştir. 2020 yılında 40 milyon ton olan depo kapasitesi, beş yıl içinde %27,5 artış göstermiştir.
Yeni Tesislerin İnşası
Son yıllarda, karbon yakalama ve depolama tesislerinin sayısında önemli bir artış gözlemlenmektedir. Dünya genelinde 14 ülkede şu anda 40 tesisin inşa süreci devam etmektedir. Bu projelerin 2027 yılına kadar tamamlanması planlanmaktadır. ABD, 11 inşaat projesi ile öne çıkarken, Hollanda, Çin ve Kanada da beşer tesisle onu takip etmektedir.
Norveç, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar ve Danimarka da iki projeyle bu alanda aktif ülkelerdir. Diğer altı tesisin inşası ise Umman, Avustralya, İzlanda, Papua Yeni Gine, Suudi Arabistan ve Malezya’da sürmektedir. Ayrıca, dünyanın farklı bölgelerinde geliştirme aşamasında 334 ek projeye bulunmaktadır. Bu projelerin gerekli onayları aldıktan sonra 2032 yılına kadar faaliyete geçmesi hedeflenmektedir.