Japonya Sağlık Güvenliği Enstitüsü (JIHS), Ocak 2025 itibarıyla ülke genelinde toplam 78 kızamık vakasının bildirildiğini duyurdu. Yetkililer, vakaların yarısının yurt dışı kaynaklı olduğunu ve bu durumun sağlık otoriteleri için endişe verici bir gelişme oluşturduğunu açıkladı.
JIHS uzmanlarından Sunagawa Tomimasa, kızamığın bulaşıcı bir viral enfeksiyon olduğunu ve spesifik bir tedavisinin olmadığını vurgulayarak, hastalıktan korunmanın en etkili yolunun aşı olduğunu belirtti. Sunagawa, çocukların aşılarının tam dozlarının tamamlanmasının önemine dikkat çekti ve yurt dışına seyahat edecek kişilerin gitmeyi planladıkları ülkelerdeki salgın durumunu göz önünde bulundurmaları gerektiğini ifade etti.
KIZAMIK NEDİR?
Kızamık, çoğunlukla çocukları etkileyen oldukça bulaşıcı bir viral enfeksiyondur. Paramyxoviridae ailesinden gelen kızamık virüsü, solunum yoluyla bulaşır. Enfekte bir kişinin öksürmesi veya hapşırmasıyla havaya yayılan damlacıklar, hastalığın diğer bireylere geçmesini sağlar. Kızamık, dünya genelinde yaygın olarak görülmekte olup, özellikle aşılanmamış bireyler arasında hızla yayılarak ciddi sağlık sorunlarına yol açabilmektedir.
BELİRTİLERİ NELERDİR?
Kızamığın belirtileri, virüse maruz kalındıktan sonra genellikle 10 ila 14 gün içinde ortaya çıkar. İlk belirtiler arasında yüksek ateş, burun akıntısı, öksürük ve gözlerde irritasyon gibi grip benzeri semptomlar bulunur. Kızamığın en belirgin özelliklerinden biri, ciltte başlayarak vücuda yayılan kırmızı döküntülerdir. Bu döküntüler genellikle kulakların arkasında başlar ve yüz, boyun, kol, bacak ve vücudun diğer kısımlarına yayılabilir. Kızamık, özellikle bağışıklık sistemi zayıf olan bireylerde ciddi sorunlara neden olabilir. Bunlar arasında zatürre, ensefalit (beyin iltihabı) ve körlük gibi hayatı tehdit eden durumlar yer alır.
AŞI İLE ÖNLENEBİLİR
Kızamık, aşı ile önlenebilen bir hastalıktır. Kızamık aşısı, genellikle çocukluk döneminde uygulanan bir kombinasyon aşısı olan MMR (Kızamık, Kabakulak, Kızamıkçık) kapsamında yer almaktadır. Bu aşı, kızamık vakalarının sayısını kayda değer ölçüde azaltmış ve toplumsal bağışıklık sayesinde salgınların kontrol altında tutulmasına yardımcı olmuştur. Fakat, aşı karşıtlığı veya aşıya erişim eksikliği gibi etkenlerle son yıllarda kızamık vakalarında artış gözlemlenmektedir. Bu durum, küresel sağlık açısından büyük bir tehdit olarak görülmektedir. Kızamık, özellikle kalabalık ortamlarda hızla yayılabildiğinden, toplumsal bağışıklık oranlarının yüksek tutulması büyük bir önem taşımaktadır.
