Milliyet.com.tr/ÖZEL İşçi-patron ve ev sahibi-kiracı arasındaki uyuşmazlıklar, günümüzde sıkça gündeme geliyor. Bu tür sorunlar genellikle mahkemeye başvurulmadan arabuluculuk yoluyla çözülebiliyor. Bu bağlamda, gerçekte yaşanmış iki arabuluculuk örneği dikkat çekiyor.
İlk örnekte, bir işveren, 12 yıldır çalışan bir işçisini işten çıkardı. İşçi, işverene karşı tazminat davası açmaya karar verdiğinde, duruşma öncesinde taraflar bir arabulucu ile görüşmeye başladı. İşçi bu süreçte, 850 bin TL tazminat talep etti. Ancak arabuluculuk sürecinde ilginç bir karar ortaya çıktı.
İŞVEREN 12 YILDIR ÇALIŞANINI İŞTEN ÇIKARDI, TAZMİNAT GÖRÜŞMELERİ BAŞLADI!
Türkiye Arabulucular ve Arabuluculuk Merkezleri (TURAMEP) Sözcüsü Dr. Umut Metin, olayı şöyle açıkladı: “Bir lojistik şirketinde 2012 yılında çalışmaya başlayan işçi, 2024 yılı Eylül ayında dava şartı çerçevesinde arabuluculuk görüşmesine katıldı. Fakat bu görüşmede taraflar anlaşamadı.” İşçinin açtığı davada kıdem, ihbar, fazla mesai ve eksik maaş ödemesi gibi özlük hakları talep ediliyordu. İşverenin avukatı, dava yerine arabuluculuğu hatırlatarak iki tarafın da daha olumlu bir bakış açısı geliştirmesine yardımcı oldu.
Taraflar, ilk duruşma yapılmadan 2024 yılı Aralık ayında, gönüllü olarak ikinci bir arabuluculuk görüşmesi gerçekleştirdiler. Bu sefer, şirketin avukatının arabuluculuk sürecine destek veren tutumu anlaşmanın sağlanmasında önemli bir rol oynadı.
İŞÇİ 850 BİN TL İSTEDİ, ANLAŞMA 600 BİN TL’DE SAĞLANDI!
Toplantıda, işçi 850 bin TL tazminat talep etti, fakat sonunda arabuluculuk görüşmesi sonucunda toplamda 600 bin TL üzerinde bir anlaşmaya ulaşıldı. Ayrıca, arabulucu ücretinin yalnızca işveren tarafından karşılanması konusunda da uzlaşıldı. Taraflar, davadan karşılıklı feragat ettiklerine dair dilekçelerini mahkemeye sundular ve böylelikle bir dava daha çözülmüş oldu.
İKİNCİ OLAYDA, BORÇ İLE ARABULUCULUK!
Diğer bir arabuluculuk örneği ise 2020 yılında yaşandı. Mobilya sektöründe faaliyet gösteren bir şirket, 50 milyon TL’ye kadar borcu bulunan bir konumdaydı. Bankaların alacaklarını tahsil etmek için harekete geçmesi, borçlu şirketi zor bir duruma soktu. Şirketin alacaklarını tahsil edememesi, borç ödemekte zorluk çekmesine neden oldu. Burada asıl sorun, bir bankanın diğerlerine oranla hızlı harekete geçmesiydi.
BANKALAR HACZE GİTTİ!
Bankaların yaptığı hacizler şirket için kısmen tahsilata olanak sağladı, fakat bu durum şirketin yönetim kurulu için oldukça zorlayıcı oldu. İlerleyen süreçte, diğer tüm bankalar alacaklarını yapılandırmış olsalar da, ilk bankanın çarpıcı tahsilat yaklaşımı şirketin zarar görmesine sebep oldu. Tepkisel bir davranışla, bu bankaya hiç ödeme yapılmadı.
Varlık Yönetim Şirketine Devir!
Bankanın bu durumu üzerine, arabuluculuk süreci devreye girdi. Şirket yönetim kurulu, borcun ödenmemesinde ısrarcı olunca, bankanın alacağını bir varlık yönetim şirketine devretmesi arabuluculuğun yapılabilmesi için uygun bir fırsat olarak değerlendirildi. Sonunda alınan karar ile bu alacak 2024 yılında varlık yönetim şirketine devredildi.
4
