İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, sol terör örgütleriyle ilgili faaliyetlerin deşifre edilmesine yönelik yürüttüğü soruşturma çerçevesinde polis ekipleri tarafından gözaltına alınan 15 şüphelinin emniyetteki işlem süreçlerini tamamladı. Gözaltına alınan kişiler arasında yapılan işlemler sonucunda, 3 şüpheli serbest bırakılırken, 12 şüpheli sağlık kontrolünden geçirildikten sonra Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’ne sevk edildi.
Adliyeye sevk edilen şüpheliler, savcılık işlemlerinin ardından nöbetçi sulh ceza hakimliğine çıkarıldı. Burada yapılan değerlendirmeler sonucunda, 5 şüpheli tutuklanırken, 7 şüpheli hakkında ise “konutu terk etmeme” adli kontrol tedbiri uygulanmasına karar verildi. Bu gelişmeler, İstanbul’da sol terör örgütlerine yönelik yürütülen operasyonların ne denli hassas olduğunu ve güvenlik birimlerinin bu tür eylemleri önleme çabalarının sürdüğünün bir göstergesi olarak değerlendiriliyor.
NE OLMUŞTU?
Başsavcılığın yürüttüğü soruşturma çerçevesinde, farklı sol terör örgütlerine yönelik gözaltı kararı çıkarılmıştı. Bu karara göre, Devrimci Halk Kurtuluş Ordusu (DHKP/C) terör örgütü içerisinde 17, Marksist-Leninist Komünist Parti (MLKP) terör örgütünde 3 ve Türkiye Komünist Partisi/ Marksist Leninist (TKP/ML) terör örgütü içinde faaliyet gösteren 1 zanlı için gözaltı işlemleri yapılması planlanıyordu. İstanbul Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü, bu çerçevede 15 kişiyi yakalamak üzere bir operasyon düzenledi ve bu operasyonda şüpheliler gözaltına alındı.
Operasyonda yakalanan şüpheliler arasından 2’sinin yurt dışında olduğu, 2’sinin ise cezaevinde bulunduğu tespit edildi. Bunun yanı sıra, 2 firari şüphelinin yakalanmasına yönelik çalışmaların devam ettiği bilgisi edinildi. Bu durum, devletin güvenlik birimlerinin terörle mücadelede gösterdiği kararlılığın bir başka örneği olarak tarihe geçti.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın sol terör örgütleriyle mücadelede aktif bir rol oynaması, güvenlik açısından önemli bir adım olarak değerlendiriliyor. Türkiye, terör örgütleriyle mücadelede ulusal ve uluslararası düzeyde sürekli bir işbirliği ve mücadele içinde bulunuyor. Bu tür operasyonlar, hem terörle mücadeledeki etkinliği artırmakta hem de toplumsal güvenliği sağlamak adına kritik bir öneme sahip.
Sonuç olarak, İstanbul’da yürütülen bu operasyonlar, terör faaliyetlerinin önlenmesi ve toplumsal huzurun sağlanması bakımından büyük bir önem arz etmektedir. Başsavcılığın yürütmekte olduğu soruşturmanın sonuçları, ilerleyen dönemlerde ilgili terör örgütlerinin faaliyetlerini daha fazla kısıtlamaya yönelik yeni adımların atılacağını da göstermektedir.
