Birleşmiş Milletler (BM) Sözcüsü Stephane Dujarric, günlük basın toplantısında, gazetecilere önemli açıklamalarda bulundu. Dujarric, bölgedeki meslektaşlarından aldığı bilgilere dayanarak, İsrail’in durmaksızın sürdürdüğü saldırıların artarak devam ettiğini belirtti. Bu saldırıların neticesinde, çok sayıda sivil can kaybı yaşandığına dikkat çekti.
Dujarric, ölen ve yaralananlar arasında çocukların da bulunduğunu ifade ederken, sürekli yerinden edilen Gazze halkının giderek daha küçük alanlara sıkıştırıldığını ve temel ihtiyaçlarının karşılanmadığını dile getirdi. Gazze’nin insanlık dramıyla ilgili olarak, Dujarric, kaygı verici bir durumu kamuoyuna aktardı.
İsrail’in 18 Mart 2023 tarihinde ateşkesi bozmasının ardından, Gazze’de yaklaşık 400 bin kişinin yerinden edildiğini bildiren Dujarric, bu durumun Gazze halkının yaklaşık yüzde 18’ine tekabül ettiğini aktardı. Bu kişilerin güvenlikleri için hiçbir düzenleme yapılmadığını, dolayısıyla İsrail’in bu kişilerin yaşamlarından sorumlu olduğunu vurguladı. İnsanların yaşadığı bu zor koşullar, bölgede insani bir kriz yaşandığını gösteriyor.
Dujarric, ayrıca tüm insani yardımların Gazze’ye girişlerinin de İsrail tarafından rutin bir şekilde engellendiğini açıkladı. Bu engellemelerin sağlık malzemeleri, gıda ve yakıt gibi temel yaşam ihtiyaçlarını da kapsadığını belirtti. Bu durumun Gazze’deki kriz durumunu daha da derinleştirdiği ifade edilmektedir.
İSRAİL’İN İNSANİ YARDIM ÇALIŞANLARINA YAPTIĞI SALDIRILAR
İsrail’in 15 insani yardım ve sağlık çalışanını öldürdüğüne dair bir videonun ardından Dujarric, “Bu görüntüleri izleyen herkes gibi, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres de şok oldu.” diyerek, BM’nin bu olay karşısındaki tavrını aktardı. Dujarric, Guterres’in bu olayla ilgili bağımsız, şeffaf ve etkili bir soruşturma talep ettiğini açıkça belirtti.
Tüm bu gelişmeler göz önünde bulundurulduğunda, Gazze’deki insani kriz durumu ve sivil kayıplar BM ve uluslararası camiada ciddi kaygılara neden olmaktadır. Dujarric’in basın toplantısındaki açıklamaları, Gazze’deki durumu dünya gündemine taşımak açısından önem kazanıyor. Özellikle, yerinden edilen insanların durumu ve insani yardımların engellenmesi, uluslararası toplumu harekete geçirebilir.
İsrail ile Filistin arasındaki çatışmaların çözümüne yönelik herhangi bir ilerleme sağlanmadığı sürece, bu tür acılar ve kayıplar maalesef devam edecektir. Dujarric’in açıklamaları, uluslararası organizasyonların ve devletlerin insanlık adına daha fazla sorumluluk alması gerektiğini hatırlatmaktadır.
