İsrail’de Göç Mahkemesi Tarafından Verilen Gözaltı Kararı “Hukuk Dışı” Olarak Değerlendirildi
İsrail merkezli insan hakları örgütü Adalah, Ramle kentindeki Givon isimli tutukevinde gerçekleştirilen bir göç mahkemesinin, 8 aktivist için vermiş olduğu gözaltı kararının “hukuk dışı” olduğunu açıkladı. Mahkeme, bu aktivistlerin 8 Temmuz 2023 tarihinde yeniden duruşmaya çıkarılacağına dair bir karar alırken, bu süre zarfında aktivistlerin sınır dışı edilmemesi gerektiğinin altını çizdi.
Adalah’ın raporuna göre, İsrail güçlerinin, Gazze’ye insani yardım götürmek amacıyla yola çıkan aktivistlere zorla müdahale ederek el koyduğu teknedeki 12 kişiyi alıkoyması, “uluslararası hukuk kapsamındaki temel hakların ihlali” olarak değerlendirildi. Göçmen aktivistlerin, İsrail’e girmeye çalışmadıkları, aksine planlanan rotalarının Sicilya’dan başlayarak uluslararası sulardan Gazze’ye doğru gittiği belirtildi. Bu durum, Filistin devletinin karasuyuna giriş yapılmadığını da ifade etmektedir.
Gözaltına alınan aktivistlerin serbest bırakılmasını talep eden Adalah, bu kişilerin Gazze’deki insani yardım görevlerine devam etmek amacıyla Madleen isimli gemiye veya ülkelerine güvenli bir şekilde geri gönderilmesini gerektiğini vurguladı. Özellikle, Adalah avukatlarının yaptığı itirazı kabul etmeyen mahkeme, Gazze Şeridi’ne yönelik deniz ablukasının İsrail hukuku çerçevesinde yasal olduğunu ve bu durumu ihlal etmeye çalışan gönüllülerin bilinçli olarak hareket ettiğini öne sürdü.
Gözaltında tutulan aktivistler arasında Avrupa Parlamentosu üyesi Rima Hassan, Almanya vatandaşı Yasemin Acar, Türkiye’den Hüseyin Şuayb Ordu, Brezilyalı aktivist Thiago Avila, Hollanda’dan Marco van Rennes, Fransa’dan ise Reva Viard, Pascal Maurieras ve Yanis Mhamdi yer almaktadır. Bu 8 aktivist, sundukları “sınır dışı evraklarını” imzalamayı reddettikten sonra, Ramle’de bulunan Givon isimli tutukevinde göç mahkemesinde yargılanmışlardır.
Diğer yandan, Gazze’ye insani yardım götürmek amacıyla yola çıkan Madleen isimli gemiden alıkonulan 12 insan hakları aktivistinden dördü, bir gün önce ülkelerine gönderildi. Bu gelişmeler, İsrail’in uluslararası toplumdaki itibarını zedelemesi ve insan hakları ihlalleri açısından ciddi tartışmalara yol açmaktadır. Adalah ve diğer insan hakları savunucuları, bu durumun hem hukuki hem de insani boyutları üzerine değerlendirmelerde bulunmaya devam etmektedir.
Özet olarak, İsrail göç mahkemesinin kararı, uluslararası insan hakları kuralları çerçevesinde önemli bir sorun teşkil etmekte ve uluslararası toplumu harekete geçirmeye yönelik baskılara yol açmaktadır. Akıbeti belirsiz olan 8 aktivistin durumu, insani yardım çalışmalarının ne denli zor koşullar altında devam ettiğini gözler önüne sererken, uluslararası hukukta bu tür uygulamaların ne denli geçerli olduğu tartışmalarını da beraberinde getirmektedir.
