İsrail Savunma Bakanlığı, Bakan Katz’ın Gazze Tümeni’nin bulunduğu askeri üsse yaptığı ziyareti duyurarak, bu ziyaretin komuta kademesi ile bir toplantı gerçekleştirdiğini bildirdi. Bu toplantıda, İsrail’in 18 Mart 2024 tarihinde ateşkesi bozarak Gazze’ye yönelik yeniden başlattığı saldırılara ilişkin planlar onaylandı. Katz, Gazze’deki tüm İsrailli esirlerin evlerine getirmenin ana hedefleri olduğunu belirtirken, aksi takdirde Hamas’ın ağır bedeller ödeyeceğini vurguladı. Bu, Katz’ın Gazze topraklarını ele geçirme tehdidinin de bulunduğu bir süreçti.
Toplantıya, Genelkurmay Başkan Yardımcısı Tümgeneral Tamir Yadai, Güney Cephesi Komutanı Tümgeneral Yaniv Asor, Gazze Tümeni Komutanı Tuğgeneral Barak Hiram ve 252’inci Tümen Komutanı Tuğgeneral Yehuda Vach gibi üst düzey askeri yetkililerin katıldığı belirtildi. Bu toplantının önemli bir aşama olduğu ve stratejik kararların alındığı anlaşılıyor.
İsrail Ordusu, Gazze Şeridi’ni Yeniden İkiye Ayırdı
İsrail ordusunun en büyük tümeni olarak kabul edilen 36. Tümen, zırhlı araçlar ve tanklarla donatılmış olarak, işgalin genişletilmesi hazırlıkları çerçevesinde Güney Komutanlığı’na konuşlandırıldı. Bu durum, Gazze’de, Hamas ile ateşkesin bozulmasının ardından yeniden hava saldırılarına başlamasının bir parçası olarak değerlendirildi. Gazze bölgesini kuzey-güney ekseninde ikiye bölen Netzarim Koridoru’nda kara işgaline tekrar başlandığı ifade ediliyor.
Uygulanan ateşkes ve esir takası anlaşması kapsamında, 9 Şubat 2024’te çekilen İsrail ordusu, şimdi tekrar Netzarim Koridoru’nu işgal etmeye başladı. Ordunun Filistinlileri belirli bölgelerden göç ettirme çabaları olduğu ve nokta saldırıları düzenlediği bildirildi. Bu saldırılar sonucunda Salahaddin Caddesi kapatıldı, ancak Filistinlilerin Gazze’nin kuzey-güney hattında ilerlemelerine izin verilerek, sahildeki Raşid Caddesi’nin kullanılabileceği kaydedildi.
Öte yandan, İsrail ordusunun Gazze Şeridi çevresindeki tampon bölgede genişletme yaptığı ve Beyt Lahiya ile Han Yunus’un açıklarında da kara işgalini sürdürdüğü gözlemleniyor. Bu gelişmeler, bölgedeki güvenlik durumunu daha da belirsiz hale getirmekteyken, uluslararası toplumu da harekete geçirebilecek bir dizi çatışmanın sinyallerini veriyor.