İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Bekayi, İran ve ABD heyetleri için ayrı odalar tahsis edildiğini bildirdi ve Umman Dışişleri Bakanı Busaidi’nin iki taraf arasındaki mesajları ileteceğini aktardı. Bu gelişmeler, iki ülke arasında ciddi bir müzakere sürecinin başladığının habercisi olarak değerlendiriliyor.
İRAN İLE ABD ARASINDA GÖRÜŞMELER
2018’de nükleer anlaşmadan tek taraflı olarak çekilen ABD Başkanı Donald Trump, geçtiğimiz ay İran lideri Ayetullah Ali Hamaney’e doğrudan nükleer müzakere çağrısında bulunan bir mektup göndermişti. Bu mektup, içeriğindeki tehditlerle birlikte dikkat çekmiş ve İran’ın tepkisi Umman üzerinden gelmişti. İran yönetimi, tehdit ve baskı altında doğrudan müzakere yapmayacaklarını, yalnızca dolaylı görüşmelere hazır olduklarını belirtmiştir.
ABD Başkanı Trump, 7 Nisan 2023’te Washington DC’deki Beyaz Saray’da, insanlığa karşı işlenen suçlardan Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından hakkında tutuklama kararı çıkarılan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile bir araya geldiği görüşmede, cumartesi günü İran ile ABD arasında doğrudan bir görüşme yapılacağını duyurmuştu. Trump, “Eğer bir anlaşmaya varamazsak İran büyük bir tehlikeyle karşı karşıya kalacaktır.” şeklinde bir açıklamada bulundu.
İran Dışişleri Bakanı Abbas Erakçi, aynı gün açıklama yaparak, İran ile ABD arasında dolaylı görüşmelerin 12 Nisan 2023’de Umman’da gerçekleştirileceğini dile getirdi. Bu müzakerelerde İran heyetinin başkanlığını Erakçi yürütürken, ABD’yi Trump’ın Orta Doğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff temsil ediyor. Her iki tarafın da müzakere sürecine nasıl bir yaklaşım sergileyeceği büyük bir merakla bekleniyor.
Söz konusu müzakerelerin nasıl bir sonuç doğuracağı, hem bölgesel hem de küresel çapta önemli etkiler yaratabilecektir. İran’ın nükleer programıyla ilgili var olan endişeler ve ABD’nin bu konudaki politikaları, sürecin seyrini belirleyecektir. Dolaylı görüşmelerin Umman’da yapılacak olması, bu ülkenin diplomatik bir arabulucu rolü üstlendiğini göstermektedir.
Geçmişteki deneyimler, doğrudan görüşmelerin zorlayıcı olabileceğini gösterse de, dolaylı müzakereler aracılığıyla yürütülen görüşmelerin daha yapıcı bir diyalog ortamı yaratabileceği düşünülmektedir. Hem İran hem de ABD, karşılıklı güvenin tesis edilmesi ve anlaşmazlıkların çözümü konusunda ciddi adımlar atmak zorundadır. Bakıldığında, bu süreç, her iki tarafın da ulusal çıkarları açısından büyük önem taşımaktadır.
Sonuç olarak, İran ve ABD arasındaki mevcut müzakereler, hem bölgesel güvenlik açısından hem de iki ülkenin ilişkileri bağlamında kritik bir dönüm noktasını temsil etmektedir. Her ne kadar dolaylı bir şekilde ilerlese de, bu görüşmelerin olumlu sonuçlanması, uluslararası arenada da önemli bir etki yaratabilir.