Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği (Türkiye İMSAD) tarafından her ay hazırlanan Aylık Sektör Raporu, Şubat ayı sonuçlarını açıkladı. Rapora göre, inşaat malzemesi sanayi üretiminin 2024 yılında yüzde 1,4 oranında bir artış gösterdiği bildirildi. Ancak, 2025 yılına gelindiğinde, inşaat malzemesi sanayi üretiminin Şubat ayında bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 3 azaldığı kaydedildi.
EN FAZLA PLASTİK İNŞAAT MALZEMELERİ ÜRETİMİ ARTTI
Raporda, inşaat malzeme sektörü içerisinde Şubat ayında 5 alt dalda üretimin artış gösterdiği, 17 alt dalda ise düşüş olduğu bilgisi yer aldı. Detaylara bakıldığında, 2025 yılının Ocak-Şubat döneminde bazı alt sektörlerde önemli üretim artışları gözlemlendi. Özellikle plastik inşaat malzemeleri üretimi yüzde 9,8; inşaat amaçlı alçı ürünleri üretimi yüzde 8,8; ısıtma, soğutma ve havalandırma donanımları üretimi yüzde 8,3; yalıtımlı kablolar üretimi yüzde 6,6 ve seramik kaplama malzemeleri üretimi yüzde 5,9 oranında arttı. Diğer yandan, demir çelik inşaat ürünleri üretimi yüzde 4,9, metal yapı ve yapı parçaları üretimi ise yüzde 3,3 büyümeyi başardı.
Öte yandan, aynı dönemde seramik sağlık gereçleri üretiminde yüzde 25,1, kilit ve donanım eşyaları üretiminde yüzde 24,6 ve armatür musluk vana valf üretiminde ise yüzde 13,3 oranında ciddi bir azalma görüldü.
İNŞAAT SEKTÖRÜ 2025’TE YÜZDE 5 BÜYÜME POTANSİYELİNİ KORUYOR
Raporda, 2025 yılının ilk dört ayında yaşanan pek çok gelişmenin ışığında inşaat sektörünün yüzde 5’lik büyüme potansiyelini koruduğu ifade edildi. Ancak, inşaat sektöründeki bu potansiyeli sınırlayacak başlıca faktörün, Mart ayında yaşanan finansal şoklar ve ardından alınan ilave sıkılaşma önlemleri olduğu belirtildi. Bu finansal şokların özel sektör ve hanehalkının beklentilerine olumsuz yansıdığı öne sürüldü.
Raporda ayrıca, ilave sıkılaşma önlemleri neticesinde ticari ve bireysel kredi faiz oranlarının yükseldiği ve bu durumun inşaat maliyetlerinde de artışlara yol açacağı ifade edildi. Tüm bu gelişmelerin, özel sektörün inşaat faaliyetlerini olumsuz etkileyebileceği sonucuna varıldı.
Bunun yanında, deprem bölgelerinde alt ve üst yapı inşaatlarının da inşaat sektörüne olan etkisinin önemli bir unsur olarak değerlendirilmesi gerektiği belirtildi. Rapor, bölgede iç ve dış finansman imkanları ile kamu kesiminin 2025 yılı itibarıyla 295 bin bağımsız bölümün inşaatını tamamlamayı hedeflediğini kaydetti. Bu hedefte bir değişiklik olmadığı, ancak kamuya ait yurt içi kaynaklarının finansal şokların etkisiyle baskı altında kaldığı vurgulandı. Buna rağmen, kamu kesiminin bölgede planladığı inşaat işlerini büyük ölçüde tamamlayacağı bildirilmekte.
Son olarak, Nisan ayında yaşanan 6,2 büyüklüğündeki depreme de atıfta bulunularak, İstanbul’da deprem hazırlığı ve kentsel dönüşüm süreçlerinin yeniden hızlanması yönünde beklentiler oluştuğu ifade edildi. “Yarısı bizden” gibi kampanyaların bu süreci tetiklemesi beklen