İngiltere, Gazze’ye yönelik şiddet içeren ve acımasız yorumları nedeniyle İsrail’in aşırı sağcı maliyet bakanı Bezalel Smotrich ve ulusal güvenlik bakanı Itamar Ben-Gvir’e yaptırım uygulama kararı aldı. Bu karar, İngiltere’yi, aynı zamanda Kanada, Avustralya ve Yeni Zelanda gibi ülkelerin ardından benzer bir yaptırım uygulayan dördüncü ülke konumuna getirdi. Yaptırımlar, uluslararası alanda dikkat çeken bir adım olarak değerlendiriliyor.
ÜLKEYE GİRİŞLERİ YASAK
The Times’ın haberine göre, bu yaptırımlar 10 Haziran 2023 tarihinde yürürlüğe girdi. Yaptırımlar kapsamında, İsrailli bakanların İngiltere üzerindeki mal varlıkları dondurulacak ve İngiltere’ye seyahat etmeleri yasaklanacak. Bunun dışında, İngiltere’deki finans kuruluşlarının bu iki bakan ile herhangi bir ticari ilişkide bulunması da yasaklandı. Bu yasaklar, İngiltere hükümetinin bölgedeki insani duruma duyduğu hassasiyeti ve uluslararası hukuka olan bağlılığını ifade etmektedir.
‘BUĞDAY TANESİ BİLE GİRMESİN’
Bezalel Smotrich’in bu yaptırımlara yol açan ifadeleri arasında, Batı Şeria’daki yasa dışı İsrail yerleşimlerinin desteklenmesi ve Gazze’ye insani yardım girişlerine açık bir şekilde karşı çıkması yer almaktadır. Smotrich, daha önce “Gazze’ye bir buğday tanesinin bile” girmesine izin vermeyeceğini ifade etmişti. Geçen ay yaptığı bir açıklamada ise “Gazze’nin tamamen yok edileceğini” ve Filistinlilerin “üçüncü ülkelere tehcir edileceğini” belirtmişti. Bu tür ifadeler, özellikle uluslararası toplumda büyük tepkilere yol açmış ve ilgili şahısların yaptırım listesine alınmasına zemin hazırlamıştır.
İngiltere’nin bu yaptırımları, uluslararası kamuoyunda giderek artan bir hassasiyetle ele alınan kritik bir soruna işaret etmektedir. İnsan hakları ihlalleri ve savaş suçlarının, uluslararası ilişkilerde belirleyici bir faktör haline geldiği günümüzde, devletlerin bu tür tutumlara karşı daha fazla aktif rol alması gerektiği vurgulanmaktadır. Bu bağlamda, İngiltere, uluslararası bir duruş sergileyerek benzer olayların tekrar yaşanmaması adına güçlü bir mesaj göndermiştir.
Küresel siyasetteki bu tür yaptırımlar, yalnızca belirli ülkelere yönelik bir tepkiden ziyade, aynı zamanda küresel düzeyde insan hakları ihlallerine karşı bir duruş sergilemeyi hedefliyor. İngiltere’nin attığı bu adım, diğer ülkelerin de benzer yaptırımlar uygulaması yönünde teşvik edici bir katkı sağlamakta. Dolayısıyla, Smotrich ve Ben-Gvir’in gözünden düşüşü, uluslararası bağlantılarının zayıflaması ve kendi halklarını etkileyecek sonuçlar doğurması muhtemel bir durum olarak gözlemleniyor.
Sonuç olarak, İngiltere’nin bu yaptırımlarla ortaya koyduğu tutum, uluslararası alanda insan hakları ve barış konularında daha fazla ciddiyetle hareket edilmesi gerekliliğine dikkat çekmektedir. Gazze’de yaşanan insani krizin çözümü için yapılabilecek daha etkili politikaların geliştirilmesi, dünya genelinde barışın sağlanması adına önem taşımaktadır.