MEHTAP GÖKDEMİR/ANKARA – Türkiye’nin siyasi gündemi son günlerde, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuksuz yargılanması ve erken seçim için yürütülen imza kampanyası etrafında şekilleniyor. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partinin yerel örgütlerine önemli bir talimat vererek, kampanya kapsamındaki imza sayısını artırmaları gerektiğini vurguladı. Bu bağlamda, Vataş adlı destekle birlikte sokağın dinamiğinin korunması gerektiğini savundu.
Parti içerisinde böyle bir harekete hazırlıklı olmanın önemine dikkat çeken Özel, “Çok çalışın. Ev ev dolaşın. Çalmadık kapı, sıkmadık el bırakmayın” şeklinde bir çağrıda bulundu. Daha önceki seçimlerde yaşanan tecrübelerin ışığında, parti üyeleri ve milletvekillerine yönelik belirttiği bu talimat, yerel düzeyde büyük bir motive sağlama amacını taşıyor.
Özel, CHP milletvekillerinin kendisine ilettiği “geçmiş olsun” dileklerini kabul ederken, “Korkmuyorum. Bunlar hiçbir CHP’liyi yıldırmaz aksine bizi daha da güçlendirir” ifadelerini kullandı. Bu sözleriyle, hem kendi duruşunu hem de partinin genel tutumunu pekiştirmeyi hedefledi. Özellikle CHP’nin yaşanan bu durumu bir güçlenme fırsatı olarak değerlendiriyor olması, partinin politikalarındaki kararlılığı vurgulayan bir gösterge olarak öne çıkıyor.
Ayrıca, milletvekillerinin “O sırada niye önünüzde, yanınızda koruma yok?” diye sorması üzerine Özel’in verdiği cevap ise dikkat çekti. “Ben ‘önümü boşaltın’ dedim. Halkla arama girmelerini istemiyorum” yanıtı, halk ile yakın temas kurma çabasında olduğunu gösteriyor. Bu tutum, Özel’in siyasetteki halkla olan etkileşimi ne kadar önemseğini ortaya koyuyor ve CHP’nin daha samimi bir iletişim kurma konusunda istekli olduğunu gösteriyor.
Bu dönemde CHP’nin izlemek istediği strateji, yalnızca sayısal imza toplamaktan öte, sama bir halka inme ve onların güvenini kazanma isteği olarak yorumlanabilir. Böylece, partinin yerel düzeyde kendini nasıl konumlandıracağı ve seçim sürecinde nasıl bir etki yaratacağı merakla bekleniyor. Ekrem İmamoğlu’nun durumu, bu kampanyanın seyrini de etkileyebilecek derecede önemli bir başlığa dönüşmüş durumda. İmamoğlu’nun durumu, İstanbul üzerinden Türkiye’nin genel siyasi atmosferine de doğrudan etki edeceği düşünülüyor.
Sonuç olarak, Anadolu’daki CHP örgütleri, alanda daha aktif bir şekilde bu süreçte yer alma ve halkla etkileşimi artırma yönünde adımlar atacak gibi görünüyor. Anayasal demokratik hakların kullanılması açısından önemli olan bu imza kampanyası, partinin sadece İstanbul’da değil, Türkiye genelinde de bir dayanışma ve birlik mesajı verme çabası olarak öne çıkacak. Bu durum da CHP için, önümüzdeki dönem kamusal alanda nasıl bir etki yaratacağının net bir göstergesi olabilir.
