Hamas, Gazze’deki insani durumu eleştiren bir yazılı açıklama yaparak, “Terörist bakan Smotrich’in Gazze’ye tek bir buğday tanesi bile girmeyeceği yönündeki açıklaması, İsrail hükümetinin Gazze’deki iki milyondan fazla Filistinliyi aç bırakma politikasının açık ilanıdır” ifadesini kullandı. Bu ifade, uluslararası kamuoyuna yönelik önemli bir mesaj taşırken, aynı zamanda büyük bir insani kriz olduğunu da gözler önüne seriyor. Hamas, bu açıklamalarıyla birlikte, İsrail hükümetinin işlediği suçların ciddiyetini vurgulayarak, dünyayı bu duruma dikkat çekmeye çağırdı.
Açıklamada ayrıca, İsrail’in uyguladığı “aç bırakma politikası”nın, bölgede meydana gelen ciddi insani kayıplara yol açtığı ifade edildi. Özellikle, son günlerdeki olaylardan biri olan “Han Yunus’ta yerinden edilen Filistinlilere yemek dağıtan bir aşevinin bombalanması ve bu saldırıda 7 kişinin hayatını kaybetmesi”, bu vahşetin somut bir örneği olarak gösterildi. Hamas, bu tür eylemleri, sadece bir savaş suçu olarak tanımlamakla kalmayıp, aynı zamanda uluslararası hukukun ihlali olarak nitelendiriyor.
İsrail hükümeti tarafından yapılan açıklamalara da dikkat çeken Hamas, Bakan Bezalel Smotrich’in katıldığı bir konferansta, Gazze’ye gidecek insani yardımların girişine izin verilmeyeceği konusundaki sözlerini hatırlattı. Smotrich, özellikle “Gazze’ye bir buğday tanesinin bile girişine izin verilmeyecektir” demesiyle, bölgedeki insanlık durumunu daha da zorlaştırdığı belirtildi. Bu durum, İsrail ordusunun Gazze’de insani yardımlar için geçici izinler vermesi yönündeki spekülasyonları da tamamen çürütmüş oldu.
Öte yandan, İsrail’in Gazze’de ateşkes ve esir takası anlaşmasının ilk aşamasının sona ermesinin ardından 2 Mart 2023’te insani yardım girişlerini durdurması, bölgedeki yaşam koşullarını daha da kötüleştirmiş durumda. Bu nedenle, bu açıklamaların ve olayların, uluslararası toplumu harekete geçirmesi ve Gazze’deki duruma ilişkin bir çözüm aranmasına yol açması bekleniyor. Fatihler, uluslararası insan hakları kuruluşları ve hükümetler, bu tür eylemleri kınayarak, Gazze halkına yönelik insani yardımların bir an önce ulaştırılması gerektiğini vurguluyor.
Sonuç olarak, Hamas’ın açıklamaları ve İsrail’in uygulamaları, Gazze’deki insani kriz konusunda büyük bir farkındalık yaratıyor. Uluslararası toplumun bu olaya kayıtsız kalmaması ve Filistinli sivillere yönelik yaşanan bu trajik durumu durdurmak için harekete geçmesi önem arz ediyor. Bu durum, sadece bir bölgenin değil, bütün dünyanın vicdanını sarsan bir mesele olarak karşımıza çıkıyor.
