22 Mayıs Perşembe günü, Rize Valiliği tarafından yapılan yazılı açıklamada, bazı sosyal medya platformlarında Güneysu ilçesine bağlı Ulucami Mahallesi’nin kırsal alanında bir dere yatağında çevre kirliliği olduğu iddia edilen bir videonun paylaşıldığı konusunda bilgi verildi. Güneysu ilçesi, Rize ilinin bir parçasıdır ve bu tür videoların toplumsal duyarlılığı artırdığı vurgulandı.
Açıklamada, söz konusu görüntülerin ardından Rize Valiliği’nin koordinesinde Güneysu Kaymakamlığı, Güneysu Belediyesi, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü ile Güneysu İlçe Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin olay yerine saha incelemesi gerçekleştirdiği belirtildi. Bu incelemelerin amacı, iddiaların doğruluk payını araştırmak ve çevre kirliliği konusunda gerekli önlemleri almaktı. Ekipler, bölgedeki durumu daha net anlayabilmek için çevreden numuneler de almışlardır.
Açıklamada, Ulucami Mahallesi muhtarı ve videoyu çeken vatandaşla yapılan görüşmeler sonucunda, videonun kaydedildiği alan tespit edilmiştir. Belirlenen noktada yapılan incelemelerde, derenin doğal akışında olduğu, herhangi bir çevresel kirlilik unsuruna rastlanmadığı ve dere yatağının üst kotlarında konut ya da sanayi yerleşimlerinin bulunmadığı anlaşılmıştır. Yani yapılan saha çalışmaları ve analize dayanan sonuçlar, çevre kirliliği iddialarının asılsız olduğunu göstermektedir.
Rize Valiliği, çevrenin korunması konusunda oldukça hassas olduklarını ve denetimlerinin kararlılıkla sürdürüldüğünü vurgulamıştır. Açıklamada, “Vatandaşlarımızın bu tür duyarlılıkları memnuniyetle karşılanmakta olup, benzer durumlarda ilgili kurumlarımızla ivedilikle irtibata geçilmesi önemle rica olunur,” ifadesi yer almıştır. Bu mesaj, halkın çevre koruma konusunda daha aktif bir rol almasını teşvik etmeyi amaçlamaktadır.
Sonuç olarak, Rize Valiliği’nin yaptığı açıklama, çevre kirliliği ve doğal kaynakların korunması konusundaki kararlılıklarını bir kez daha ortaya koymaktadır. Güneysu ilçesinde meydana gelen bu olay, sosyal medyanın etkilerini ve toplumsal duyarlılığı artıran unsurları gözler önüne sererken, resmi kuruluşların bu gibi durumları hassasiyetle ele alarak, gereken incelemeleri yapmaları gerektiğini göstermektedir. Bu tür olaylar, çevre bilincinin artırılması ve koruma çalışmalarının güçlendirilmesi açısından önemli bir fırsat sunmaktadır.
Bu bağlamda, yerel yönetimlerin, çevre koruma konusundaki çabalarını desteklemek ve çevresel tehditlere karşı daha etkin bir şekilde mücadele edebilmek için toplumsal farkındalığın artırılması gerektiği açıktır. Vatandaşların çevre sorunlarına karşı duyarlılığı, yerel yönetimlerle iş birliği içinde daha etkili sonuçlar elde edilmesi açısından büyük önem taşımaktadır.