Sosyal medya ve çevresel etkilerin yaygınlaşmasıyla, özellikle gençler arasında hızla yayılan yanlış beden algısı, toplum sağlığında ciddi tehditler oluşturuyor. Genç bireylerin zihninde oluşturulan idealize edilmiş beden imajları, birçok kişide yeme bozukluklarına yol açmakta ve bu durum, sağlık sorunlarının yanı sıra psikolojik anlamda da derin etkiler yaratmaktadır.
ANOREKSİYA NEDİR?
Anoreksiya Nervoza, bireyin gerçekte zayıf olmasına rağmen kendisini kilolu hissetmesi sonucunda ortaya çıkan ve psikolojik kökenli bir yeme bozukluğu olarak tanımlanıyor. Bu durum, fiziksel ve psikolojik açıdan birçok ciddi sonuca yol açabiliyor. Genellikle ergenlik döneminde, 12-20 yaş aralığında genç kızlarda daha fazla gözlemlenen anoreksiya, erkeklere oranla yedi kat daha yüksek bir oranda kızlarda karşılaşıyor. Sosyal medyanın etkisiyle bu hastalığın yaygınlığı artış göstermektedir.
Uzman Psikolog Kerime Begüm Özkaya, bireylerin kendilerini şişman olarak algıladıklarını ve sürekli kilo verme isteği içinde olduklarını belirterek, bu rahatsızlığın bir takıntı haline dönüştüğünü vurguladı. Anoreksiya, tedavi edilmediğinde kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilecek büyük bir sağlık sorunudur.
“12-20 YAŞ ARALIĞINDAKİ KIZ ÇOCUKLARINDA DAHA ÇOK GÖRÜLÜR”
Özkaya, bazı anoreksiya hastalarının yatarak tedavi edilmesi gerektiğini ifade ederek, ergenlik dönemindeki kız çocuklarının, yani 12-20 yaş aralığındaki bireylerin daha fazla etkilediğini belirtti. Bu durum, ergenliğin getirdiği fiziksel değişimlerin yanı sıra, sosyal medyada fazla yer alan ideal beden kalıplarının bireyler üzerindeki etkisiyle daha da karmaşık hale geliyor. Anoreksiya, genetik yatkınlık gibi biyolojik faktörlerle de desteklenebiliyor. Aile geçmişinde yeme bozukluğu veya psikolojik rahatsızlıklar bulunan bireylerde riskin daha yüksek olduğunu vurgulayan Özkaya, tedavi edilmemesi halinde yaşamı tehdit eden boyutlara ulaşabileceğini belirtti.
Kişinin diyetisyen, psikolog ve psikiyatri gibi uzmanlarla birlikte komplike bir tedavi süreci geçirmesi gerektiğini söyleyen Özkaya, vücut ağırlığının yüzde 30’unu kaybeden bireylerin mutlaka yatarak tedavi alması gerektiğini açıkladı. Bu tedavi sürecinin göz ardı edilmesi, fizyolojik ve psikolojik sağlık sorunlarını da beraberinde getirebilir.
“ANOREKSİYA HASTALIĞI OLAN İNSANLAR MÜKEMMELLİKÇİ İNSANLARDIR”
Özkaya, anoreksiya hastalarının çoğunluğunun mükemmeliyetçi özellikler taşıdığını vurguladı. Bireyler çevrelerinden gelen gözlemlere kadar, aşırı kilo verme arzusunu beslemekte ve bir takıntı haline getirmektedir.