Gazze’deki Filistin Sağlık Bakanlığı, İsrail’in Gazze’de sürmekte olan saldırıları hakkında detaylı bir rapor paylaştı. Açıklamada yer alan bilgilere göre, son 24 saat içerisinde Gazze’deki hastanelere 23 ölü ve 124 yaralının getirildiği bildirildi.
İsrail ordusunun 19 Ocak 2023’te sağlanan ateşkesi ihlal ederek, 18 Mart 2023 tarihinden bu yana düzenlemeye devam ettiği saldırılar sonucunda, toplamda 2 bin 701 Filistinlinin hayatını kaybettiği ve 7 bin 432 kişinin yaralandığı ifade edildi. Bu saldırıların, Gazze’deki insani durumu daha da kötüleştirdiği ve bölgedeki sağlık hizmetlerinin çökme noktasına geldiği belirtiliyor.
Gazze Şeridi’nde, 7 Ekim 2023’ten beri devam eden saldırılarda yaşamını yitirenlerin sayısının 52 bin 810’a ulaştığı ve yaralı sayısının 119 bin 473’e çıktığı kaydedildi. Bu rakamlar, sadece bir askeri çatışmanın değil, aynı zamanda geniş çaplı insani bir krizin de olduğunu gözler önüne seriyor. Gazze’nin altyapısı, sağlık hizmetleri ve yaşam koşulları, savaş halinin getirdiği ağır zorluklar nedeniyle büyük oranda tahrip olmuş durumda.
Ayrıca, bölgedeki birçok binanın enkaza dönüştüğü ve halen yüzlerce, belki de binlerce insanın bu enkazların altında olduğu düşünülüyor. Bu durum, hem arama-kurtarma çalışmalarını zorlaştırmakta hem de hayatta kalanların durumunu daha da kötüleştirmekte. Filistin Sağlık Bakanlığı’nın raporları, uluslararası toplumu duruma müdahale etmeye çağırırken, çağrıların yanı sıra insani yardımların da bölgeye ulaşması gerekliliği vurgulanıyor.
Gazze’de yaşanan bu trajik olaylar, yalnızca bölge halkını değil, dünya genelindeki insanları da derinden etkilemekte. Sivil kayıpların hızla yükselmesi, uluslararası insan hakları kuruluşlarının yanı sıra çeşitli hükümetlerin dikkatini çekti. Çatışma alanında yaşanan bu ciddi kayıpların yanı sıra, Filistin halkının maruz kaldığı insani crisis, barış çabalarının ne denli zor olduğunu ortaya koyuyor.
Sonuç olarak, Gazze’deki durumun ciddiyeti her geçen gün artmakta. Hem ulusal hem de uluslararası düzeyde çözüm arayışları hâlâ sürerken, bölgede bir an önce barış ortamının sağlanması ve insan haklarına saygı gösterilmesi gerekmektedir. İnsanların temel yaşam haklarının korunması, bu tür çatışmaların önlenmesi için büyük bir önem taşımakta, bu nedenle dünya genelinde toplumsal bilinçlenme ve yardımlaşma çağrıları yapmak hayati bir öneme sahiptir.