Orta Doğu Gözlemci (Middle East Eye) tarafından yapılan analizde, “Bu durumun en açık biçimde görüldüğü yer Gazze. İsrail’in işgali, ablukası ve şu anda tam kuşatması, Filistin halkı üzerinde tam denetim kurmak ve hayatta kalmaları için gerekli olan en temel kaynaklardan bilinçli bir şekilde yoksun bırakmak amacıyla tasarlanmıştır” ifadesiyle, Gazze’deki insani krizin ne denli derin olduğu vurgulanmıştır.
Aç bırakma, tarih boyunca savaşın en acımasız stratejilerinden biri olmuştur. Yalnızca fiziksel acıya değil, aynı zamanda duygusal ve psikolojik acılara da yol açan bu strateji, azami zarar vermek amacıyla planlı bir şekilde uygulanmaktadır. Bu bağlamda, Cenevre Sözleşmeleri ve Uluslararası Ceza Mahkemesi Roma Statüsü’nde aç bırakma, özel bir savaş suçu olarak tanımlanmaktadır. Bunun yanında, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 2417 sayılı kararı, sivillerin savaş yöntemi olarak aç bırakılmasını ve hayatta kalmak için vazgeçilemez nesnelerden yoksun bırakılmasını açıkça kınamaktadır.
SEYAHAT EDENLERDEN HİÇBİRİ HİÇBİRİNİ GÖRMEDİ
Tüm bu yasal korumalara rağmen, Birleşmiş Milletler’in gıda hakkı özel raportörü Michael Fakhri’nin de belirttiği gibi, Gazze’deki sivil nüfusun daha önce hiç bu kadar hızlı ve tamamen aç bırakıldığına tanık olunmamıştır. 2024’ün ilk aylarında B’Tselem, Filistinli Tıbbi Yardım Kurumu temsilcileri, Avrupa Birliği dış politika yetkilileri ve birçok kişi, İsrail’in Gazze’deki Filistin halkını kasıtlı ve sistematik biçimde açlığa sürüklediği yönünde uyarılarda bulundu.
KITLIK RİSKİ SÜREKLİ BİR TEHDİT
Bu uyarılar, 2004 yılında gıda güvensizliği durumlarını öngörmek ve hedefli müdahaleler geliştirmek amacıyla kurulan Entegre Gıda Güvenliği Aşama Sınıflandırması (IPC) adlı girişimin ilk raporuna dayanıyordu. IPC’nin Aralık 2023 raporu, Gazze’de geniş çaplı gıda güvensizliği nedeniyle artan kıtlık riskine işaret etti. İlgili rapora göre, iki milyondan fazla insan “kriz veya daha kötü” seviyelerde gıda güvensizliği yaşıyordu. Bu, IPC’nin 20 yıllık tarihindeki en yüksek orandır.
Durum kötüleştikçe, insani yardım çabaları başlamıştır. Şubat 2024’te Ürdün hükümeti, kuşatma altındaki Gazze’nin kuzeyine havadan insani yardım göndermeye başladı. Bu yardımlara katılan World Central Kitchen adlı sivil toplum kuruluşu, “insani yardımın sınırlarını yeniden tanımladığını” açıkladı.
Geçen yıl boyunca uzmanlar, Gazze’de çok ciddi bir insani durumun mevcut olduğunu belirtiyor, ya yüksek riskli ya da kıtlık eşiğinde olunduğunu vurguladı. Ekim ayı itibarıyla ABD hükümeti, İsrail yönetimine Gazze’ye insani yardım ulaştırılmasını artırma çağrısı yapmıştır. Fakat, bu diplomatik girişimlere rağmen, Aralık ayında ABD hükümeti tarafından finanse edilen Famine Early Warning Systems Network (Kıtlık Erken Uyarı Sistemleri Ağı) Gazze’nin kuzeyinde “kıtlık senaryosunun” geliştiği uyarısında bulundu. Bu rapor, İsrail’in uyguladığı politikalarla ilgili baskı oluşturmak yerine, ABD yetkilileri tarafından geri çekildi.
AÇLIK ÇOK DAHA ÖNCE BAŞLADI
Gazze halkının aç bırakılması, Ekim 2023’te başlamamıştır. Bu durum, 18 Mart 2025’te tekrar ateşkesin ihlal edilmesinden de önceye dayanıyor. İsrail’in Gazze’ye yönelik uzun süreli işgali ve abluk
