Son günlerde Türkiye’nin gündemini meşgul eden bir olay, Kırklareli’deki açık cezaevinden Denizli Cezaevi’ne nakil edilen bir hükümlünün trajik ölümü üzerine yaşandı. İlgili hükümlü, verilen 10 günlük iznin sona ermesine rağmen, cezaevine geri dönmeyi başaramadı ve bu yüzden firari duruma düştü. Bunun sonucunda, bir çoban, Honaz ilçesine bağlı Kocabaş Mahallesi’nde, Kocabaş Cezaevi Kampüsü yakınındaki bir dere yatağında hareketsiz halde yatan kişinin cesedini buldu.
Çoban, durumu 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. Olay yerine sağlık ve jandarma ekipleri yönlendirildi. Sağlık ekipleri yaptıkları incelemelerde, şahsın uzun süre önce hayatını kaybettiğini belirledi. Cesedin kimliğinin tespit edilmesi için jandarma ekipleri yoğun bir çalışma başlattı. Yürütülen araştırmalar neticesinde, cesedin Kırklareli Cezaevi’nden, Denizli Kocabaş Açık Cezaevi’ne nakledilen 35 yaşındaki Yılmaz Kayık’a ait olduğu belirlendi.
Yılmaz Kayık, 21 Nisan 2023 tarihinde Kırklareli Açık Cezaevi’nden 10 günlük izne çıktı. 1 Mayıs 2023 tarihinde Denizli Kocabaş Açık Cezaevi’ne teslim olması gerekiyordu; ancak belirtilen tarihte cezaevine dönmedi. Bu sebeple, 3 Mayıs 2023 tarihinde firari sayıldı. Jandarma tarafından yapılan detaylı çalışmalarda, Kayık’ın 30 Nisan 2023 tarihinde Denizli’ye geldiği tespit edildi. Öte yandan, 30 Nisan 2023 tarihinde Denizli’ye gelen hükümlünün cansız bedeni, Kocabaş Cezaevi yakınlarındaki derede bulundu.
Ceset, baraj kapaklarının kapatılması sonucu dereden akan suların kesilmesiyle ortaya çıktı. Olay yeri inceleme ekipleri, bulunulan ceset üzerinde detaylı bir çalışma gerçekleştirdi. İlgili incelemenin ardından Kayık’ın cenazesi, ölüm nedeninin belirlenmesi amacıyla adli tıp kurumu morguna sevk edildi. Olayla ilgili soruşturma başlatıldığı bildirildi ve gizemli ölümü, ilgili yetkililer tarafından araştırılmaya devam ediliyor.
Bu olay, cezaevinden firar eden hükümlülerin topluma geri dönüş süreçlerinin ne kadar karmaşık ve tehlikeli olabileceğini göstermektedir. İçinde bulunduğumuz durum, sadece bireysel bir trajedi değil; aynı zamanda toplumun daha geniş bir kesimini etkileyen bir mesele olarak karşımıza çıkmaktadır. İlgili makamların, böyle hadiselerin önüne geçmek adına daha etkili stratejiler geliştirmesi önemlidir. Kış aylarının gelmesiyle farklı sosyal sorunların da su yüzüne çıkacağı öngörülmektedir. Bu durum, güvenlik ve rehabilitasyon süreçlerinin yeniden ele alınmasını gerektirmektedir. Soruşturmanın nasıl sonuçlanacağı, hem Kayık’ın ailesi hem de kamuoyu tarafından merakla bekleniyor.