Uraloğlu, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye’de elektrikli araç kullanımının hızla yaygınlaştığını ve bu gelişimle birlikte şarj altyapısının ciddi ölçüde güçlendirildiğini belirtti. Hem elektrikli araç üretiminde hem de satışlarında görülen artış, enerji ve ulaşım alanında yeni bir döneme geçişi simgeliyor. Uraloğlu, “Elektrikli araçlar, karbon emisyonunu azaltarak enerji verimliliğini artırıyor. Bu nedenle bireysel ulaşımda ve çevresel sürdürülebilirlikte önemli bir adım atılıyor. Elektrikli araçlara olan talebin armasıyla birlikte Türkiye genelindeki şarj altyapısı da hızla gelişiyor. Bakanlık olarak, çevre dostu bu dönüşümde biz de destek sağlıyoruz.” şeklinde değerlendirmede bulundu.
ARAÇ SAYISI 231 BİN 474’E ULAŞTI
Uraloğlu, geçtiğimiz yıl Nisan ayında Türkiye genelinde trafiğe kayıtlı elektrikli araç sayısının 106 bin 736 olduğunu hatırlatırken, bu yılın Nisan ayında bu sayının 231 bin 474’e ulaştığını aktardı. Bu veriler, Türkiye pazarının elektrikli araçları güçlü bir şekilde benimsediğini göstermektedir. Uraloğlu, Nisan ayında elektrikli araç satışlarının toplam satış içerisindeki payının geçen yılın aynı ayına göre %9,9’dan %15,4’e yükseldiğini ifade etti.
ŞARJ SOKETİ SAYISI 29 BİN 496’YA YÜKSELDİ
Elektrikli araçların artışıyla birlikte şarj istasyonu ve soketi ihtiyacının da yükseldiğine dikkat çeken Uraloğlu, şu bilgileri verdi: “Nisan ayı itibarıyla Türkiye’de toplamda 11 bin 500 şarj istasyonu bulunmaktadır. Nisan 2024’te 17 bin 920 olan şarj soketi sayısı ise bu yılın aynı ayında 29 bin 496’a ulaşmıştır. Bu noktada, AC şarj noktası sayısı 17 bin 231’e, DC şarj noktası ise 12 bin 265’e çıkmıştır.” Bu dönüşüm, Türkiye’nin enerji verimliliği ve çevre dostu ulaşım hedeflerine ulaşma adına önemli bir adım olarak öne çıkıyor.
Türkiye’de elektrikli araçlar ve şarj altyapısı konusundaki gelişmeler, hem yerli üreticilerin hem de global markaların dikkatini çekiyor. Ülkenin, elektrikli araçlara yönelik politikaları ve alt yapısı, gelecekte daha sürdürülebilir ulaşım sistemlerine geçişin temel taşlarını oluşturuyor. Bu bağlamda, Uraloğlu’nun yaptığı açıklamalar, Türkiye’nin otomotiv sektöründeki değişimlerin sadece ekonomik değil, aynı zamanda çevresel açıdan da pozitif etkiler yaratacağını vurguluyor.
Sonuç olarak, elektrikli araçların artışı ve birlikte gelen şarj altyapısının güçlenmesi, Türkiye’nin çevresel sürdürülebilirlik hedefleri doğrultusunda atılan önemli adımlar arasında yer almaktadır. Gelişen teknoloji ve artan talep ile birlikte, Türkiye’nin elektrikli araç pazarındaki payı önümüzdeki yıllarda daha da yaygınlaşması bekleniyor.