Modern yaşam tarzının getirdiği pek çok zorluk arasında en yaygın olanlarından biri vücut ağrılarıdır. Milyonlarca insan her yıl bu durumla yüzleşmek zorunda kalırken, geleneksel tedavi yöntemleri arasında fizik tedavi, egzersiz ve ilaçların yer aldığı bilinmektedir. Ancak, Penn State Tıp Fakültesi ile Wisconsin-Madison Üniversitesi’nin iş birliği yaptığı bir araştırma, bu sorunu ele almanın yeni bir yolunu öneriyor. Araştırmaya göre, düşünce şeklinin fiziksel ağrılar üzerindeki etkisi değerlendirilmektedir.
770 YETİŞKİN KATILIMCI İLE KLİNİK ÇALIŞMA GERÇEKLEŞTİRİLDİ!
Araştırmacılar, fiziksel ağrının düşünce şekillerinden etkilenip etkilenmediğini araştırmak için kapsamlı bir klinik çalışma düzenlemişlerdir. Çalışmaya katılan 770 yetişkin, en az üç aydır opioid ilaçları kullanan ve orta ile şiddetli sırt ağrısı çeken bireylerden oluşmuştur. Katılımcılar, sekiz hafta boyunca haftada iki saatlik grup terapilerine katıldılar. Bu terapilerde, olumsuz düşünce kalıplarını değiştirme, evde farkındalık pratiği yapma ve vücut taramaları ile ağrı düzeylerini değerlendirme yöntemleri öğretilmiştir.
OLUMLU ETKİLERİ BİR YILA KADAR DEVAM ETMİŞ
Çalışma ekibinde yer alan Eric Garland, “Bu terapiler tam anlamıyla bir tedavi değil, fakat insanlara kronik ağrı ile başa çıkabilmek için içsel kaynaklarını nasıl geliştireceklerini öğrenmelerine yardımcı oluyor,” şeklinde açıklama yapmıştır. Ulaşılan sonuçlar katılımcıların ağrı seviyelerinde ve opioid tüketimlerinde önemli bir azalma olduğunu göstermektedir. Daha da ilginç olanı, bu olumlu etkilerin bir yıla kadar sürdüğü gözlemlenmiştir.
2017 YILINDA BENZER BİR ÇALIŞMA YAPILMIŞ
Bilişsel tekniklerin, cerrahiler ya da ilaç tedavileri ile karşılaştırıldığında bireyin kendi kendini düzenleme yeteneği üzerine yoğunlaştığı görülmektedir. 2017 yılında gerçekleştirilen benzer bir çalışma, farkındalık meditasyonunun ağrı yönetimi konusunda olumlu sonuçlar doğurabileceğini göstermiştir. Ancak, bu çalışmaların kısa vadeli ve genellikle küçük ölçekli olduğu belirtilmiştir. Yeni araştırma ise, uzun süreli ve büyük ölçekli ilk klinik çalışma olma özelliğini taşımaktadır. Bu durum, farkındalık ve bilişsel davranışçı terapinin (BDT) kronik ağrı yönetiminde güvenilir bir yöntem olarak kabul edilmesine yönelik önemli bir gelişme sunmaktadır.
UZMAN GÖRÜŞÜ ÖNEMLİ
Araştırmacılar, düşünce gücü ile ağrı yönetiminin umut verici olduğunu belirtirken, bu tür yöntemlerin uzman rehberliğinde uygulanması gerektiğini de vurgulamaktadır. Farkındalık ve BDT herkes için uygun olmayabilir ve doğru tekniklerin öğrenilmesi için profesyonel bir destek almak şarttır. Kronik sırt ve bel ağrısıyla mücadele eden bireylerin, bu yenilikçi yaklaşımları denemeden önce bir sağlık uzmanına danışarak en uygun