Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, yaptığı açıklamada Türk demokrasisinin işleyişi ve hukuk devleti hususlarında önemli mesajlar verdi. Yılmaz, demokrasinin hem iktidar hem de muhalefet süreçleri ile yaşandığını vurguladı. “Demokrasilerde farklılıklar ve eleştiriler olacak. Hiçbir hukuk devletinde meşru olmayan bir şey yapma hakkı yoktur. Hiç kimsenin suç işleme özgürlüğü yoktur,” ifadeleriyle, demokratik zeminlerde hukukun gücünü ortaya koymaya çalıştı. Cevdet Yılmaz, muhalefetin meşru zeminlerde yapıcı önerilerini ifade etmesi gerektiğini belirtti.
“MEŞRU ZEMİNLERDE HUKUK İÇİNDE DEMOKRATİK TÜM HAKLARIMIZI KULLANMALIYIZ”
Yılmaz, demokrasiyi koruma görevini tüm toplumun üstlenmesi gerektiğini ifade ederek, “Demokrasi, hukuk dışı eylemleri güzel kavramlarla örtmeye çalışmak doğru bir yaklaşım değildir. Halkımızın bunu tasvip etmediğine inanıyorum,” dedi. Ayrıca, protestoların hukuk düzeni içinde yapılması gerektiğinin altını çizdi ve “Başkalarının yaşamına, ekonomik faaliyetine zarar verici bir şekilde hareket etme hakkı yoktur,” vurgusu yaptı.
“İFADE HÜRRİYETİ HAKARET ETME HÜRRİYETİ DEĞİLDİR”
İfade hürriyetinin önemine dikkat çeken Yılmaz, “Güzel kelimeler kullanıp ardından demokrasi dışı şiddet gösterileri yapmak, kimseye fayda sağlamaz. Son süreçte yüzbinlerce kişi kendini ifade etti. Ancak bu süreçte tutuklu sayısı da yüzlerle ifade edilir hale geldi ve şiddet olayları yaşandı,” dedi. Ayrıca, özgürlüklerin ve sorumlulukların birlikte ele alınması gerektiğine de vurgu yaptı. “İfade hürriyeti, hakaret etme hürriyeti değildir,” ifadesiyle demokratik sınırları da belirlemiş oldu.
“KARŞINIZDAKİ İNSANA ZARAR VERİYORSANIZ DEMOKRASİ SINIRLARINI AŞIYORSUNUZ DEMEK”
Konuşmasında demokrasi, ifade hürriyeti ve toplumsal sorumluluklar arasındaki dengeyi iyi kurmak gerektiğini ifade eden Yılmaz, “İfade hürriyeti, en aykırı fikirlerin bile demokratik standartlar içinde ifade edilebilmesini sağlar. Ancak karşıdaki insana zarar veriyorsanız, demokrasi sınırlarını aşıyorsunuz demektir,” dedi. Bu bağlamda, “Bunu bir karşılık bulmadan savunmak doğru değildir,” açıklamasında bulundu.
“HUKUKUN BİR TAKIM ÖLÇÜTLERİ VAR”
Tutukluluk halinin bağımsız yargının belli standartlarına dayandığını vurgulayan Yılmaz, tutuklamanın her zaman kesin bir suçlamanın göstergesi olmadığını belirtti. “Ama yargı güçlü deliller ve delil karartma ihtimali gördüğünde tutuklama başvurulan bir yöntemdir,” dedi. Geçmişte tutuklu sayısının daha fazla olduğunu ama bugüne oransal olarak düştüğünü ekledi. “Hukukun bazı ölçütleri var. Türkiye bir hukuk devletidir. Kimsenin suç işleme özgürlüğü yoktur, herkesin hakkını arama özgürlüğü vardır,” dedi.
“SORUŞTURMAYI SİYASİ ALANA ÇEKİYORLAR”
Yılmaz, yolsuzluk iddiaları hakkında açıklamalarda bulunarak, “Bir iddia varsa bunları hukuki yollarla çürütmeniz gerekir. Bunun yerine hiçbir soruya cevap vermezseniz, hukukun üstünde bir varlık gibi kendinizi ortaya koyarsınız ki bu da hukuk devletine yakışmaz,” ifadesini kullandı. “Hukukta her alanda hatalar olabilir, bu yüzden reformlar gerektiğini söylüyoruz,” dedi.
“REZERVİMİZ SON DERECE
